Iraklı din mercileri kürdistan’ın ayrılmasına karşı
Iraklı din mercileri tarihi bir dönemde resmi açıklamada bulunarak, kürdistan’da referanduma karşı muhalefetlerini açıklarken, ülkenin toprak bütünlüğüne vurgu yaptılar.
Ayetullah sistani’nin temsilcisi Seyid Ahmet el-Safi Kerbela Cuma namazı hutbesinde konuya değinerek, Irak kürdistan bölgesinde referanduma şiddetle karşı olduklarını, Irak’ta vahdet ve bütünlüğün korunması gerektiğini vurgulayarak, her kesten anayasanın metni ve ruhuna bağlı kalmasını istediklerini belirtti.
Yeni milenyumda Irak her şeyden ziyade savaş, istikrarsızlık ve şiddete sahne olmuştur. Buna ilaveten parçalanma gibi yeni bir tehlikeli tecrübeyle de karşı karşıya. Iraklı kürtler, bizzat Irak kürdistan bölgesinde meşruiyet sorunu yaşayan mesut Barzani liderliğinde 25 eylül günü Irak’tan ayrılma referandumu düzenleyerek bu ülkenin parçalanmasını istediler. Bu illegal girişim bir kez daha Irak’ı parçalanma tehlikesi ile karşı karşıya getirerek yeni bir kriz oluşturdu. Hal bu ki aynı dönemde, bu ülke IŞİD’den kurtulma günlerini yaşamakta.
Şimdiye kadar ülke içinden ve dışından yapılan tüm uyarılara rağmen mesut Barzani ve Irak Kürt Bölge Yönetimi ayrılıkçı tutumlarından vazgeçmeyip, kavmiyetçi düşüncelere dayanan siyasi inatlarına devam ediyorlar. Böyle bir ortamda Irak din mercileri de referandum ile ilgili resmi görüşlerini açıklayarak bu harekete karşı muhalefetlerini bildirdiler.
Irak’ta din mercileri hem mezhebi ve hem milli rol üstleniyorlar. Irak’ta din merciliğin rolü, halkın dini hüviyeti dikkate alınarak, üstelik dini tealim ve halkın şer’i ihtiyaçları çerçevesinde oynanıyor. Fakat merciliğin milli rolü ise her şeyden ziyade ülkenin toprak bütünlüğü ve milli menfaatlerin kazanılması yönündedir. Bu bağlamda Irak din merciliği 2014 yılında ve IŞİD’in ülke topraklarının büyük bir bölümünü işgali ardından, halkçı güçlerin oluşmasına dair fetva vermekle, ülkenin büyük bölümünün IŞİD işgalinden kurtulmasında seçkin rol oynadılar. Şimdi ise yeni bir hareketle, ülkenin en kritik dönemlerinden birinde resmi görüş bildirerek, Irak kürdistan bölgesinin ayrılıkçı tutumuna karşı çıkarak, anayasanın metni ve ruhuna uygun olarak ülkenin toprak bütünlüğüne vurgu yapıyorlar.
Irak’ta din merciliğin rolü ile ilgili en önemli konu ise hangi hükümetin işbaşında olması konusunda ayırım yapmadan, siyasi ve fırkacı oyunlara girmeden görüş bildirmesidir. Bu yüzden merciliğin görüşü, bir nevi “son söz” olarak kabul ediliyor ve gerçekleştirilmemesi ise Irak halkının dini hüviyetinin göz ardı edilmesi anlamına geliyor.
Irak din merciliğin ayrılıkçı tutumlarla ilgili resmi görüşünü açıklaması ile, Irak kürdistan bölgesi yeni ve daha ciddi bir sınava tabi tutulmuş oluyor; öyle ki bu sınavda başarısız olmak, kürdistan bölgesi ve İsrailli danışmanlardan yardım alan Mesud Barzani için bizzat daha ağır bedelleri olacağı ifade ediliyor.