İran’ın terör ve radikalizmin kökleri ile ilgili görüşü
İran Dışişleri Bakanı Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Yardımcısı Golam Hüseyin Dehgani, Tacikistan’ın başkenti Duşanba’da düzenlenen “Terör ve radikalizm ile mücadele” başlıklı uluslararası konferansa katılarak bir konuşma yaptı.
Dışişleri Bakanı Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Yardımcısı Dehgani, Duşanba’da düzenlenen uluslararası “Terör ve radikalizm ile mücadele” konferansında yaptığı konuşmada terör ve radikalizm gibi iki şom fenomenin köklerine işaret ederek, son yıllarda bölge milletleri arasında kin ve nefret duygusunu körükleyen tekfirci ideolojinin üzerinde gitmek gerektiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Dehgani ayrıca başta işgal altındaki Filistin toprakları olmak üzere bölge ülkelerine yönelik dış tecavüz ve işgal girişimlerine son verilmesi gerektiğine vurgu yaparak, Filistin topraklarının yaklaşık 70 yıllık işgalinin ciddi bir şekilde uluslararası çevrelerin gündemine alınması gereken en hassas konulardan biri olduğunu ifade etti.
İran İslam Cumhuriyeti’nde 17 bin vatandaş şimdiye kadar terör afetinin kurbanı oldu. Bu yüzden İran İslam Cumhuriyeti diğer ülkelerden daha fazla terörle mücadele etmekte ve başta tekfirci terör örgütleri olmak üzere her türlü terör örgütünün kökünü kurutmakta kararlıdır. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti’nin terörle mücadele karnesi oldukça net ve şeffaftır ve İran’ın terörle savaşta elde ettiği zaferler ve kaydettiği başarılar bu iddianın en somut ispatı sayılır.
Gerçekte son yıllarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere dünya genelinde yaşanan gelişmelerin seyri, başta Amerika olmak üzere sultacı güçlerin terör ve radikalizmi, İslam dinini yok etme ve İslam’la Batı’yı karşı karşıya getirme aracı olarak kullandıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu gerçek bundan üç yıl önce İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei’nin, başta Avrupalı ve Amerikalı gençler olmak üzere Batılı gençlere hitaben yazdığı iki tarihi mektupta üzerine vurgu yaptığı bir konudur.
İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei 2015 yılında Avrupalı, Amerikalı ve Batılı gençlere hitaben iki tarihi mektup yazdı. İmam Hamanei söz konusu iki mektupta ” beşeri camianın şiddet ve radikalizm girdabına neden düştüğünü titizlikle ele alınması ve sebeplerin ortaya çıkarılması gerektiğini” vurguladı.
İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei söz konusu iki mektupta ayrıca Amerika ve Batı dünyasının terör ve radikalizme karşı çelişkili politikaları, İslam dünyasına askeri saldırıları, Filistin’de akan kanlar ve bölgede ve dünyada şiddeti savunan ve körükleyen düşüncelerle mücadele zaruretine de vurgu yapmıştı.
Amerikalı gazeteci yazar Jeffery Sux bir internet sitesinde yayımladığı makalesinde ise şu ifadelere yer verdi: tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı zafer kazanmak pek zor bir iş değildir, zira bu örgütün elinde pek fazla insan gücü bulunmuyor. Ancak esas sorun şu ki ne Amerika ve ne de Arap ve Batılı müttefikleri, tekfirci IŞİD terör örgütünü esas düşmanları olarak görmüyor.
Amerikalı ünlü filozof, düşünür ve siyaset meseleleri uzmanı Noam Chamsky de Fransa’nın başkenti Paris’in terör saldırılarına uğraması nedeni ile yaptığı açıklamada, bu terör saldırılarından Amerika ve müttefiklerinin izlediği politikaları sorumlu tuttu. Chamsky “acaba Amerika’nın amacı terörü yok etmek mi, teşvik etmek mi?” sorusunu gündeme getirerek şöyle devam ediyor: Eğer terörü sonlandırmak istiyorsanız en başta neden terör olayı yaşandı? sorusunu sormanız gerekir. Terörün esas nedenleri neydi? Terörün daha derin kökleri nerelere uzanır? Sorularını sormalı ve ardından bu soruların cevabını bulmaya çalışmalısınız.
Günümüzde sadece Ortadoğu bölgesi değil, uluslararası düzeydeki elzemler, en önemli önceliğin terör ve radikalizmin köklerini kurutmaya yönelik olması gerekir. Nitekim son zamanlarda Irak ve Suriye topraklarında tekfirci terörle mücadelede elde edilen zaferler ve kaydedilen başarılar, bölgeye istikrarı ve güvenliği yeniden geri getirmenin mümkün olduğunu ortaya koymuştur.
İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Golam Hüseyin Dehgani’nin Duşanba’da düzenlenen uluslararası terör ve radikalizmle mücadele konferansında vurguladığı gibi, İran İslam Cumhuriyeti İslam dünyasında İslamî vahdeti geliştirme uğruna ağır bedel ödedi, ancak buna karşı bu yolda ilerlemekte kararlıdır./