Kolombiya Devlet Başkanı’nın Venezuela ziyareti; Amerikan siyasetinin başarısızlığının bir sembolü
Venezuela ve Kolombiya Devlet Başkanları Nicolas Maduro ve Gustavo Petro, ortak bir toplantıda, iki ülke arasındaki ABD liderliğindeki koalisyonun Karakas’ı izole etme komplosuyla 2019’dan beri soğuk olan ilişkilerin restorasyonu üzerinde durdular.
Karakas’ın ev sahipliğinde gerçekleşen bu toplantıda Maduro, bu toplantının başarılarını ulaşılabilir olarak nitelendirdi. Pedro ise “Bu toplantıda çok önemli konular ele alındı.” dedi.
Bu görüşmede iki ülke başkanları, Güney Amerika ve Karayipler ülkeleriyle işbirliğini güçlendirme olasılığını tartıştı. İki taraf ayrıca iki ülkenin ortak sınırındaki göçmenlerin durumunu da ele aldı.
Kolombiya Devlet Başkanı ayrıca, özellikle Latin Amerika bölgesindeki herhangi bir istikrarsızlıkla başa çıkmak için tam işbirliği ve çabalara da vurgu yaptı.
Gustav Petro, “Bu, Kolombiya ve Venezuella liderlerinin son altı yıldaki ilk görüşmesi. Bugün iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirme konusunda zor bir görevimiz var ve sınırla ilgili konulardan bu görevimize başlıyoruz.” dedi.
Amerika uzun süredir Venezuela gibi Latin Amerika bölgesinin ilerici hükümetlerini ve liderlerini yaptırımlar ve diğer yıkıcı önlemler uygulayarak zayıflatmaya ve devirmeye çalışıyor. Bu bağlamda bölgesel müttefikleriyle birlikte Venezuela’yı izole etme politikasını benimsemiştir. Ancak Latin Amerika’daki siyasi eğilimler Washington’un isteklerine karşı hareket etmiş ve son birkaç yılda Latin Amerika ülkelerinin seçimlerinde Şili, Bolivya, Arjantin, Meksika ve son olarak da Kolombiya gibi ülkelerde ilerici ve solcu liderler seçilmiştir. Doğal olarak bu yeni liderlerin Venezuela’ya ve bu ülkenin başkanı Nicolas Maduro’ya düşmanca bir yaklaşımı yoktur.
Bu bağlamda, Kolombiya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gustav Petro’nun zaferinden sonra, birkaç yıl süren gerginlik ve iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin kesintiye uğramasının ardından Venezuela ile ilişkilerin normale döndüğünü duyurdu. 2019’dan beri askıya alınan Venezuela’daki Nicolas Maduro hükümeti ile diplomatik ve ticari ilişkilerini yeniden etkinleştireceğini açıkladı. Kolombiya-Venezuela ilişkileri, son yıllarda Amerika’nın bölgeye yönelik baskıları ve müdahaleleri nedeniyle gerginlik içindeydi. Bu gerilim, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duke’nin Nicolas Maduro’nun 2019’daki Venezuella cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferini kabul etmeyi reddetmesi ve muhalefet lideri Juan Guaido’yu ülkenin başkanı olarak tanımasıyla zirveye ulaştı.
Duke, Guaido’ya ABD’nin desteğiyle yardım etti ve Kolombiya’nın Venezuela sınırını Maduro’nun muhalefeti için bir üs haline getirdi.
Kolombiya’nın ABD’nin kışkırtmasıyla yaptığı bu eylem, iki komşu ülke arasındaki ilişkilerin sona ermesine neden oldu. Ayrıca 2020’de Kolombiya hükümeti, Covid-19 hastalığıyla uğraşma bahanesiyle Venezuela ile olan tüm sınır ve nehir geçişlerini kapattı. Kolombiya hükümetinin tüm bu kışkırtıcı eylemleri iki ülke arasındaki tansiyonun artmasına neden olmuştu. Şimdi ise uzun süredir muhafazakarlar tarafından yönetilen bir ülke olan Kolombiya’nın solcu cumhurbaşkanının göreve başlamasıyla birlikte, bu büyük ve önemli Latin Amerika ülkesi yeni bir döneme girdi. Dış boyutta, bunun sonucu, Venezuela da dahil olmak üzere Latin Amerika ve Karayipler’in ilerici ve solcu ülkeleriyle ilişkilerin gelişmesi ve genişlemesidir. Solcu cumhurbaşkanının Kolombiya’da göreve başlaması, özellikle bu bölgenin ilerici ülkeleri arasında Latin Amerika’da bölgesel entegrasyonu güçlendirme olasılığını artırdı. Petro’nun işe başlamasıyla Kolombiya’da siyasi, sosyal ve ekonomik alandaki büyük gelişmeler bu ülkenin sınırlarını aşacak.