ABD Irak’a Geri Dönmeye Çalışıyor, Ancak Bu Sefer Yöntem Tamamen Farklı!
Iraklı yazar ve siyasi uzman, ‘’Irak’ın dünyayı temsil ederek terörizme karşı geldiğini göz önünde bulundurursak, ABD’nin de Irak’ın zaferlerinde kendi çıkarları doğrultusunda bir şekilde ortak olup dünya kamuoyunda kendini anti terörizm olarak göstermeye çalıştığını görüyoruz.” dedi.
Iraklı yazar ve siyasi uzman İrna muhabiri ile olan konuşmasında, ‘’Irak’ın dünyayı temsil ederek terörizme karşı geldiğini göz önünde bulundurursak, ABD’nin de Irak’ın zaferlerinde kendi çıkarları doğrultusunda bir şekilde ortak olup dünya kamuoyunda kendini anti terörizm olarak göstermeye çalıştığını görüyoruz.
Leys el-Azari İrna muhabirine şöyle açıklama yaptı: ‘’ABD aslında terörizmin destekleyicisidir ve ABDlilerin teröristleri Irak’a getirdiklerini, bu şekilde bu ülkenin doğal kaynakları ve petrolünü çalmaya çalıştığını unutmamak gerek. Şimdi de Irak dünyayı temsil ederek terörizm ile mücadele ederken, Washington yine kendi çıkarları doğrultusunda Irak’ın zaferlerinde ortak olup dünya kamuoyununa terörizm karşıtı olduğunu göstermeye çalışıyor.’’
el-Azari Irak’ın Ortadoğu’da bölge güvenliğindeki stratejik konumuna değinerek açıklamasını şöyle sürdürdü: ‘’Irak bir yandan İran İslam Cumhuriyeti ile komşu ve öte yandan Türkiye sayesinde Avrupa ile komşu ve aynı zamanda Fars körfezine yakın, tüm bu özellikler ABD’nin bölgedeki çıkarlarını takio etmesi için Irak’tan başlamaya çalışmasına sebep olmuştur.’’
Iraklı yazar konuşmasının devamında ABD’nin 2011’de Irak’tan atıldığını hatırlatarak, ABD’nin şuan farklı yöntemler ve yeni araçlar ile Irak’a geri dönmeye çalıştığını belirtti.
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’nin Washington yolculuğu ve Donald Trump ile görüşmesine değinen el-Azari, ABD hükumetinin Irak Başbakanını karşılama biçimi ve ABD yolculuğundaki bazı diğer konuların söz konusu iddiayı doğruladığını vurgulayarak ABD’lilerin Irak ile yeni anlaşmalar imzalayarak, Irak’ı daha fazla borç içine sürüklemeye çalıştıklarını söyledi.
el-Azari açıklamasını şöyle sürdürdü: ‘’Başta terörizmin kendini göstermesi ve idari veya mali fesatların artması olmak üzere, Irak’ta 2003’ten sonra yaşananlardan ABD hükumeti sorumludur zira tüm bu krizlerin asıl etkeni ve nedeni ABD’dir. Tüm bu gelişmelere rağmen, Irak’ın bir diğer konuda da önemli bir rol üstlenebileceğini unutmamak gerek, Suudiler’in yaptıkları ile tamamı ile kendilerini yok etmeye çalıştıklarını da göz önünde bulundurursak, Irak’ın İran, ABD ve Suudi Arabistan’ın görüşlerinin bir birine yaklaşması yönünde önemli bir etken olabilir.’’
el-Azari açıklamasının devamında Muhammed Bin Selman’ın ABD’ye yaptığı son yolculuğu konusunu ele alarak, söz konusu yolculuğun açıkça suudi Arabistan’ın krallık tahtını açık artırmaya koyduğunu ve Suudi Arabistan’ın finans açısından çıkmaza vardığını gösterdiğini vurguladı.
Iraklı yazar ve siyasi uzman açıklamasının devamında şöyle söz aldı: ‘’Suudiler Suriye’deki savaşı kaybettiler ve şuan da Yemen’den çıkamıyorlar, dolayısıyla Suud ailesi iktidarda kalabilmek için bir çok isteklerinden geri çekilmeye hazırdır. Suudi Arabistan’ın Irak ile ilişkilerinin kesilmesinden 25 yıl sonra bu rejimin Dışişleri Bakanı’nın Irak’a yolculuk yapmasının Irak ile stratejik ilişkilerini düzeltme doğrultusunda olmadığı açıktır. Suudi Arabistan nasıl bir durumda olduğunu ve gerçekten kritik bir vaziyete yaklaştığını anlayarak, kendisini ABD’ni yeni planları için hazırlamaya çalışıyor. Suudiler bu sıralarda ABD’nin Irak’a geri dönme siyasetine katılmış bir vaziyetteler ve bu konu ABDli yetkililerinin açıklamalarında bile net bir şekilde görünüyor. ABDliler Irak’tan çıkmalarının büyük bir stratejik yanlış olduğunu söylüyorlar.’’
Iraklı yazar el-Azari açıklamasının devamında ABD’li yetkililerinin açıklamalarının bu hükumetin yine Irak’a güçlü bir şekilde geri dönmeye çalıştığını gösterdiğini ancak bu sefer farkı yöntemlerin kullanılacağını, Irak’ın belki Suudi Arabistan ile İran’ın ilişkilerini onarma doğrultusunda veya Türkiye krizinin çözümünde önemli bir rol üstlenebileceğini söyledi.
Iraklı siyasi uzman el-Haşd el-Şabi’ye karşı yapılan komplolar hakkında şöyle konuştu: ‘’ABD’liler belki de Irak Başbakanı ile olan görüşmelerinde el-Haşd el-Şabi konusunu öne sürmüşlerdir ve kapalı kapılar ardından bu doğrultuda bazı planlar önermişlerdir ancak Irak Başbakanı tek başına bu doğrultuda bir karar alamaz.’’
el-Azari açıklamasını şöyle sonlandırdı: ‘’Irak parlamentosu, el-Haşd el-Şabi’nin yasal durumunu belirlemiştir dolayısıyla el-Haşd el-Şabi kalıcıdır ve önümüzdeki sorunlara karşı gelebilmek, çıkarları ve zaferleri korumak için kalacaktır’’