Avrupalıların kötü ekonomik koşulları protesto etmesi
Farklı Avrupa ülkelerinde ekonomik krizin derinleşmesi ile Almanya, Fransa, Britanya ve Romanya dahil birçok ülkenin vatandaşı protesto gösterileri düzenlediler.
Hayat pahalılığının artması, enerji krizi ve yaklaşan kış mevsiminin yarattığı endişeler, vergilerdeki artış ve hizmet eksikliği bu protesto gösterilerinin yapılmasının en önemli nedenleri arasında yer alıyor.
Son aylarda çoğu Avrupa ülkesinde ekonomik koşullar kötüleşti ve bu eğilim ve gidişat hala devam ediyor. Nitekim Avrupa ülkelerinin müdahaleci politikaları ve Washington’un Ukrayna savaşına girme talebine uymaları, Avrupa ülkeleri için durumu daha da zorlaştırmıştır. Ukrayna’ya silah ve teçhizat göndererek ve büyük askeri bütçeleri Ukrayna’ya ayırarak Rusya’nın karşısına çıkmaya çalışmış , sekiz aydan fazla süren bu savaşın ardından şimdi ekonomik bir krizle karşı karşıya kalmışlardır.
Rusya’ya özellikle enerji konusunda uygulanan yaptırımlar özellikle de ekonomik yaptırımlar, Rusya’nın Avrupa çapındaki boru hatlarından Avrupa’ya doğalgaz transferinin durmasına neden oldu ve Avrupa’nın en güçlü ülkesi Almanya’nın ekonomisini bile ciddi şekilde etkileyen bir konu haline geldi. Enerji kriziyle mücadele eden tek ülke bu ülke olmadı. Diğer Avrupalı ülkeler de sorunlar yaşadı. Buna ilaveten, bu ülkenin merkez bankasının istatistiklerine ve verilerine göre, enerji krizi Alman ekonomisini ekonomik durgunluğuna da yol açtı.
Yakıt eksikliği birçok Alman endüstrisinin kapanmasına neden oldu ve birçok büyük endüstrinin sahipleri de yaklaşan kötü gelecek ve enerji krizinin neden olduğu zararlar ve özellikle otomobil üretimi ve ulaşım gibi endüstriler üzerindeki etkisi konusunda uyardı. Almanya’da yükselen enerji kriziyle birlikte ülkenin en büyük perakendecilerinden Aldi Nord, Twitter’da Kasım 2022’den itibaren tüm şubelerin ve elektronik mağazaların gece erken kapanacağını duyurdu. Saturn (Satürn) ve Galeria (Galeria) grubu Almanya’daki mağazalar da sorunların ağırlaştığını duyurdu.
Diğer Avrupa ülkelerinde de durum aynıdır. Fransa’da çok sayıda vatandaş, ücret, maaş ve gelir yetersizliği ve maliyet artışlarını protesto etmek için sokaklara indi ve ülke çapındaki grevler bu ülkeyi ciddi bir krizle karşı karşıya bıraktı ve neredeyse ülkeyi felç etme seviyesine taşıdı. Enflasyonu telafi etmek için ücret ve maaş artışı talep eden grevciler arasında öğretmenler, eğiticiler, belediye çalışanları ve toplu taşıma sürücüleri yer alıyor.
Bu alanda tanınmış bir analist olan Philip Skand şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: “Avrupa halkı şu anda bir enerji şoku yaşıyor ve gaz fiyatlarının artması ve ardından elektrik fiyatlarındaki fırlamalar, küçük ve büyük şirketlerin faaliyetlerinin devam etmesini büyük ölçüde tehlikeye attı. Ekonomik kalkınma, uygun fiyatlı enerji olmadan mümkün değildir ve bu gerçek ekonomistler tarafından da vurgulanmaktadır.
Avrupa şu anda zor bir dönemden geçiyor. Daha önce Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna’daki askeri çatışmaların tırmanmasına atıfta bulunarak, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’daki savaşın sonuçlarına yıllarca katlanmak zorunda olacağını söyledi. Tabii ki, Ukrayna’daki savaşın dünya çapında enerji ve gıda güvenliği üzerindeki etkileri konusunda da uyarılar yapıldı. Ancak, mevcut kriz tahmin ettiklerinden daha erken oldu ve Avrupa’yı da ciddi bir şekilde sarstı.
Avrupa ülkeleri de Amerika’nın yardım ve desteğinden çok umutluydu, ancak bu krizde yalnız bırakıldıkları gibi durumun daha vahim olduğunu anladı. Avrupalı yetkililer Amerika’nın mevcut koşulları kötüye kullandığını ve Avrupa’ya pahalı gaz satışını dayatmaya çalıştığını gördü ve tabii ki Washington’un politikalarına kızdı. Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı “Bruno Le Mare”ın bu bağlamda söylediği gibi “Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve bunun sonucunda ortaya çıkan enerji krizi ABD’nin yararına sona erdi ve ABD egemenliğini pekiştirmek için zemin hazırladı. ABD bu krizi kötüye kullanarak dünya ekonomisindeki egemenliğini perçinlemek istiyor. ”
Uluslararası Enerji Ajansı başkanı Fatih Birol geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın gelecek yıl daha ciddi bir enerji kriziyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyarılarda bulundu. Görünen o ki, bu kriz devam ederse ve Almanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde protestoların devam etmesine neden olacak ekonomik kriz şiddetlenirse sadece Avrupa ekonomisi değil, Avrupa’nın bütünlüğü de tehlikeye düşecek; bu olduğu takdirde dünyanın siyasi coğrafyasını bir kez daha değiştirecek bir konunun gündeme taşınacağı kaçınılmaz hale getirecektir.