Azerbaycan’da Müslümanlara Zulüm Sürüyor

Sürekli olarak ülkede müslümanlara yönelik baskı ve tacizleri sürdüren Azerbaycan Cumhuriyeti yönetimi şimdi de Nardaran halkından tutukladığı kişilere baskı ve işkence yapmak suretiyle zorla itiraf alınmak istediği açığa çıktı.
“Nardaran Dosyası” avukatı, duruşma sırasında haklarında hazırlanmış yalan dosyaları tekzip eden ve gerçek dışı ifade vermeyen müvekkillerinin ağır işkencelere maruz kaldıklarını bildirdi.
İslam.az internet sitesinin Nardaran tutuklularının avukatı Yalçın İmanov’dan naklen verdiği habere göre, tutukluların yalan ifade tutanaklarının altını imzalamadıkları gerekçesiyle işkenceye tabi tutulmuşlardır. Bu arada İslam’ın sesi internet sitesi de, “Nardaran Dosyası” sanıklarının duruşması sırasında Nardaran halkından sekiz kişinin hakimin kararıyla tutuklandığını bildirdi. Tutuklanan kişilerin duruşma salonunda kendi haklarında polis tarafından hazırlanan tutanakların kendilerine ait olmadığını ve kesinlikle böyle bir ifadelerinin bulunmadığını bildirmesi ardından bu kişilerin araştırmaların tamamlanması için tekrar polis merkezine götürtüldüğü ve iki kişinin ise halen cezaevinde bulunduğu belirtilmiştir.
Bakü yönetimi yetkililerinin Nardaran’da göz altına alınan kişilerin silah, uyuşturucu madde taşıma gibi asılsız iddia ve suçlamaları karşısında teslim olmayarak bu iddiaları reddetmelerinin yetkilileri çileden çıkardığı belirtiliyor. Bilindiği gibi suçları sadece kendi dini gereklerini yerine getirmek ve İslam’ın buyrukları ışığında yaşamak olan Azerbaycanlı din alimleri ve Nardaran halkından bir grubu 26 Kasım 2015 tarihinde Nardaran camiine yapılan saldırısı sonucu göz altına alınmış ve büyük baskılar ve işkenceler uygulanarak yalan yanlış ifadelerle bu kişilerin topluma daha farklı kişiler olarak tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu kişilerin göz altına alınması üzerinden bir yıla yakın bir zamanın geçmesine rağmen haklarındaki dosya halen tamamlanamamış ve ara sıra mahkemeye çıkarılarak muhtelif bahanelerle tekrar daha fazla işkenceler için polise geri gönderilmekteler. Geçmiş tecrübelerin de gösterdiği gibi mahkemeler bu duruşmaları, geri göndermeleri o kadar uzatmaktadır ki sonunda sanıklardan birinin kendi fikrini değiştirerek kendilerinden istenen yalan ifadenin altını imzalamaya mecbur etmekte ve bu ifadeyle tüm diğer tutukluları da rahatlıkla uzun vadeli hapis cezalarına mahkum etmekteler.
Azerbaycan halkının yakından tanıdığı, sevip saygı gösterdiği ve önemli bir din alimi olarak kabul ettiği Hacı Talii Bagerzade de polis tarafından sapma suçlamalarla göz altına alınan kişilerden biri olup “Nardaran dosyası” kapsamında yargılanmak istenmektedir. Bu din aliminni tek suçu halkı dini yönden irşat etmek ve polisin Nardaran camiine düzenlediği basın sırasında minberde vaaz vermekte olmasıdır.
Bilindiği gibi geçen yıl Erbain’de Azerbaycan’ın Nardaran şehrinde camiye saldıran polis bu şehir halkından bir grubu şehid etmiş, bir çoğunu yaralamış ve bazıları da göz altına almıştı. Geçen yıl Kasım ayının sonunda Nardaran’da bazı din şahsiyetlerin tutuklanmasıyla birlikte, emniyet güçleri camileri kapatarak halkın namaz kılmak için bile camilere girişine izin vermedi. Yine geçen yıl Nardaran şehriyle birlikte Gence, Lenkeran ve Bakü olmak üzere Azerbaycan’ın diğer şehirlerinde de onlarca İslami aktivist tutuklandı. Azerbaycan’da müslümanlara yönelik baskılar ilk olarak 2010 yılında başörtüsü yasağı ve İslam Partisi Başkanı ve onlarca İslami aktivistin tutuklanmasıyla başladı.
Önemli petrol ve gaz yataklarına sahip olan Azerbaycan Cumhuriyeti özellikle epey zamandan beri Amerika ve siyonist İsrail rejiminin kancayı taktığı ve ülkede kontrolü ele aldıkları bir ülke durumunda olup ordusu da bizzat Türkiye ve NATO tarafından eğitilmektedir. Ülkede yönetimin en duyarlı olduğu konuların başında ise halkın kendi dini vecibelerine bağlı olması, dini gereklere göre yaşamak istemeleridir. Her türlü laüballik ve fuhuşun, ahlaksızlığın serbest bırakıldığı bu ülkede insanların kendi dinlerini yaşamasına büyük kısıtlama ve engeller getirtilmek ve bununu için de ara sıra hükümet güçleri müslümanların toplantı merkezlerini saldırmak, dini ve siyasi liderlerini tutuklamak suretiyle ülke halkına göz dağı vermekteler. Ancak tüm dünyada olduğu gibi Azerbaycan cumhuriyetinde de bütün baskılara rağmen halkın İslam’a olan ilgili ve bağlılığı her geçen gün biraz daha artmakta. Nitekim son Muharremlik ve Aşura merasimlerine halkın beklenmedik katılımı ve bu hususta getirtilen tüm yasakları kırarak İmam Hüseyin ezası merasimlerini camilerin bile dışına çıkarmaları bu gerçeği gösteriyor.