Bahreyn rejiminin 200 aktivisti katletmesi ve uluslararası camianın sessizliği
Bahreyn İslami Vefa Hareketi Lideri Murteza Senedi yaptığı açıklamada, Al-i Halife’nin Bahreynli devrimcilere karşı siyasi hesaplaşma yaptığını belirterek, şimdiye kadar 200’ü aşkın Bahreynli aktivistin Bahreyn rejiminin muhalefete karşı şiddet eylemleri sonucu hayatını kaybettiğini ifade etti.
Bahreynli muhalif isimlere karşı hapis ve idam cezaları verilmeye devam ediyor. Al-i Halife rejiminin zindanlarında binlerce siyasi tutuklu var. Bahreyn’deki gelişmeler, Al-i Halife rejiminin uluslararası camianın sessizliği eşliğinde muhaliflere karşı şiddetini tırmandırdığını gösteriyor. Batı’nın Al-i Halife rejimine artan desteği ise rejim yöneticilerine Bahreyn halkına karşı cinayetlerini huzur içinde sürdürebilmesi için yakılmış bir yeşil ışık niteliğindedir.
Bu bağlamda “İnsan Hakları ve Adil Yargılanmaya Destek İçin Uluslararası Konsey Başkanı Abdul-Hemid Deşti yaptığı açıklamada, Bahreyen’de insan haklarına karşı yapılan cinayetlerin uluslararası camia tarafından kınanmasını isterken Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’ni de Yemen halkının yok edilmesine seyirci kalmamaya çağırdı.
Veriler ve rakamlar, Bahreyn’de Al-i Halife rejiminin sindirme ve bastırma girişimlerinin korkunç boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Bahreyn Vefa Cemiyeti 2017 yılının bitmesi dolaysıyla yaptığı açıklamada, 2017 yılında Bahreynli eylemcilere yönelik saldırı ve cinayetlerin tırmandığı ve aynı yılda toplu idam kararlarının verildiğini, ayrıca yaklaşık 1000 siyasi aktivistin daha tutuklandığını duyurdu.
Vefa, açıklamasında ayrıca, Bahreyn rejiminin 2017 yılında 150’den fazla Bahreynli aktivistin vatandaşlığını iptal ettiğini belirtti.
Bahreyn halkı 14 Şubat 2011’de ayaklanıp, barışçıl gösteri düzenlemeye başladı. Bahreynliler, halk oyuyla seçilen bir hükümetin görev başına gelmesi, demokrasinin tesisi, ayrımcılık ve haksızlıkların son bulması gibi taleplerini, gösterilerinde barışçıl bir şekilde dile getirmelerine rağmen, Al-i Halife rejimi, Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı ülkelerin yardımıyla göstericileri bastırdı.
Bahreyn’de muhalif gruplar, iktidardaki Al-i Halife rejiminin güvenlik ve polisiye seçeneğinin yenilgiye mahkum bir yöntem olduğuna dikkat çekerek, halkın demokratik hükümet kurulması için taleplerinin gerçekleşinceye kadar barışçıl mücadeleye devam edeceklerine vurgu yapıyor.
Siyasi çevreler, Bahreyn halkının son aylarda yeniden büyüyen protesto eylemlerini, halk ayaklanmasının feveranı olarak niteleyip, Bahreyn halkının kıyamının büyümesi ve yayılmasının Al-i Halife rejiminin polisiye düşünce ve yönteminin yenilgiye uğradığını gösterdiğini belirtti.
Bahreyn’de hala devam eden halk gösterileri, Bahreynlilerin, yasal ve seçilmiş bir hükümetin kuruluncaya kadar, hiçbir baskı ve sultayı kabul etmeden meşru taleplerinde bulunmaya devam edeceğini gösteriyor.
Bu bağlamda, Bahreynliler, Bahreyn İçişleri Bakanlığı’nın her türlü eylem ve gösteriyi yasaklamasına rağmen, ülkenin çeşitli noktalarında özellikle Başkent Manama’da hala eylemlerine devam ediyor.
Bahreyn halkının, artan baskı ve sindirme girişimlerine rağmen gösterileri tırmandırması, Al-i Halife rejimini derinden endişelendiriyor, bu yüzden rejim, tehdit, korkutma ve insanlık dışı kurallar uygulama gibi girişimlerle, halkı kıyamından alıkoymaya çalışıyor.
Bahreyn, Batı Asya’nın en küçük ülkesi olmasına rağmen insan haklarını ihlal etmek konusunda karnesi oldukça kabarıktır. Bahreyn’de Al-i Halife rejiminin sindirme girişimleri sonucu siyasi tutuklu sayısı 4 bini geçmiştir.
Ayrıca yüzlerce kişinin vatandaşlığını iptal eden ve ağır cezalar veren Bahreyn rejimi uluslararası konvansiyonlar, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 10. maddesi ve Sivil ve Siyasi Haklar Özel Anlaşması’nın 6. maddesini bariz biçimde ihlal etmiştir.
Ancak bu girişimler, ters teptiği ve artan baskıya rağmen gösterilerin büyüdüğü görünüyor.