BM’de Filistinlilerin kendi geleceğini belirleme hakkı hususundaki karar

  • 19 Aralık 2022
  • 80 kez görüntülendi.
BM’de  Filistinlilerin kendi geleceğini belirleme hakkı hususundaki karar

BM Genel Kurulu, Filistin milletinin  kendi kaderini belirleme hakkını tanıyan ve onaylayan bir karar aldı.

 

Filistin 1948 yılından beri  günden güne coğrafyasının küçülmesine yol açan ve topraklarının yüzde 85’inin Siyonist Rejim tarafından işgal edilmesine yol açan bir süreç yaşadı.

Bu durumun temel nedeni, Siyonist rejimin yayılmacı ve işgalci yapısı, büyük güçlerin desteği ve Birleşmiş Milletler’in eylemsizliğini arkasında hissetmesidir.  Birleşmiş Milletler’de “Filistin halkının kendi kaderini belirleme hakkı” konulu kararın kabul edilmesi, Filistin halkının coğrafi hakkını vurgulayan bir eylemdir. Bu karar, nerede olurlarsa olsunlar Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve özgürlüğe kavuşma hakkını vurguluyor ve bunu Filistin meselesine adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmanın temel koşulu olarak görüyor. Bu bağlamda bu karara 168 ülke lehte, altı ülke aleyhte oy kullandı ve sekiz ülke oylamaya katılmadı. 168 ülkenin bu karara lehte oy vermiş olması, Filistin ulusunun belirli bir coğrafyaya sahip bir ülkeye sahip olmasına küresel desteğin olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda  Filistin İslami Direniş Hareketi- Hamas liderlerinden Hişam Kasım, bu karara verilen maksimum desteğin, uluslararası toplum çevrelerinde Filistin ulusunun kaderini belirleme hakkının yerine getirilmesi ve Filistin’in ortadan kaldırılmasından vaz geçilmesi gerektiğine dair artan inancını gösterdiğini söyledi. Kasım, Filistin topraklarının işgali ve Tel Aviv liderlerinin bu millete karşı saldırganlıkları ve kanlı suçları nedeniyle yargılanması gerektiğine de vurgu yaptı.

 

Bu karar ayrıca iki mesaj da içeriyor. İlk mesaj; BM Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğunun Filistin ulusunun haklarını desteklemesi ve Siyonist rejimin işgalini kınamasına rağmen siyasi bir yaklaşım olmaksızın ve adalet çerçevesinde görevlerini yerine getiremeyen güçlerin egemen olduğu bir kurum olması ve süpergüçlerin etkisi altında kalmasıdır. Buna rağmen Güvenlik Konseyi bu kurumun çoğunluğunun sesini duyamıyor. BM’in Batılı üç daimi üyesi ABD, İngiltere ve Fransa’nın desteğiyle bu konsey, Filistin’i destekleyen ve Siyonist rejime karşı bir karar çıkarmaz. Bu üç batılı üye ise Filistin meselesini BM’in gündeme getirmesine izin vermez. İşgal rejiminin Filistinlilere karşı işlediği suçların da ele alınması bu durumda pek olası değil. Bir diğer mesaj ise; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’i destekleyen bir karar alması yerinde bir davranış olsa da, bu tür kararların Filistin meselesine ve Tel Aviv’in suçlarına bir etkisi yoktur. Çünkü  uygulama garantisine sahip değildir.

Bu ayın başlarında, BM Genel Kurulu Filistin’le ilgili beş karar lehinde oy kullandı. Birleşmiş Milletler, bu örgütün büyük güçleri Siyonist rejimi desteklemeyi bıraktığında ve örgütü itibarsızlaştırmaya yönelmediğinde, Filistin meselesindeki pasif konumundan çıkıp daha dinamik bir rol oynayabilir.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, bu bağlamda Birleşmiş Milletler’e üye devletlerden Filistin ulusunu ve onun dokunulmaz haklarını desteklemek için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerini ve işgalcilere karşı pratik önlemler almalarını istedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.