Büyük Şeytan Amerika’nın Suriye’ye karşı cahilce yeni komplosu
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Suriye hükümetinin Şayrat Hava Üssü’nde yeni ve büyük bir kimyasal saldırıya hazırlandığını iddia etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 6 Nisan’da kimyasal silahların ABD’nin ulusal çıkarlarını tehdit ettiği, Suriye hükümetinin kimyasal saldırı yapması durumunda sonuçlarına katlanacağını ileri sürmüştü.
Beyaz Saray’dan pazartesi akşamı yayınlanan açıklamada, Beşar Esad hükümetinin, kitlesel sivil ölümlerine neden olabilecek yeni bir kimyasal silah saldırısı hazırlığı yaptığını iddia edip, böyle bir saldırı durumunda Suriye yönetiminin “ağır bir bedel ödeyeceği” tehdidinde bulundu. ABD’nin Birleşmiş Milletler büyükelçisi Nikki Haley ise daha ileri giderek kimyasal silahlarla saldırı gerçekleşmesi halinde Rusya ve İran’ın da sorumlu olacağını iddia etti. Suriye devleti daha önce Siyonist İsrail rejiminin nükleer silahları, biyolojik silahları ve kimyasal silahları gibi kitle imha silahlarına karşı caydırıcı silah olarak Kimyasal silah geliştirmiş ve depolamıştı. Ancak Şam hükümeti 2014 yılında BM ile Kimyasal silahları yasaklama örgütünün temsilcilerinin gözetiminde kimyasal silahları bu ülke dışına çıkarıp, imha ettirdi.
Amerika’nın desteğindeki terör örgütleri Suriye’de büyük katliamlar ve yıkımlar yaptılar. Amerika’nın koruması altındaki Suudi Krallık rejiminin milis güçleri olan DAEŞ ile Nusra cephesi ve İslam ordusu gibi selefi Vahhabi terör örgütlerinin fetvalarına göre, kadın, çocuk ve genel olarak sivil askeri ayırım yapılamaz ve topyekûn katledilmeleri farzdır. Bu bağlamda defalarca Suriye’de kimyasal silahlar kullandılar.
Amerika liderliğindeki Suriye halkı ve hükümetinin düşmanları, terör örgütlerine kimyasal silahlar kullandırıp, Suriye ordusunu suçlamaktadır. Bundan amaçları, Suriye ordusunun tekfirci terör örgütleriyle Amerika’nın Eğit-Donat planı çerçevesinde eğitip silahlandırdığı paralı askerlerden oluşan cinayet şebekelerini etkisiz hale getirmesini önlemektir. Suriye Ordusu ve halk direniş güçleri bir taraftan ve Irak Ordusu ve Haşdüşşabi güçleri diğer taraftan DAEŞ ve diğer terör örgütlerinin kökünü kazımada başarılı harekâtlarını sürdürmekte ve ortak sınırlarında el ele vermektedirler. Amerika’yı da endişelendiren bu olaydır. Çünkü Amerika hem kendi komuta kontrolündeki silahlı çeteleri hem de DAEŞ ve Nusra Cephesi gibi terör örgütlerinin imha edilmesini istemiyor ve bu hunhar ve İnsanlık düşmanı terör örgütlerini Suriye ve Irak’ı bölüp parçalamak amacıyla kullanıyordu. Amerika terör örgütlerine ya da kendi eğitip donattığı çeteler aracılığıyla kimyasal silahları kullanarak, Suriye ordusunu suçlayıp, Bombalayarak teröristlerin tam olarak imhasını önlemeye çalışıyor.
Amerika’nın bu fitnesi ve komplosu artık biliniyor. Nitekim Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Beşar Esad hükümetinin yeni bir kimyasal saldırıya hazırlandığı iddiasında bulunan Beyaz saray rejimini sert bir dille kınadı ve ellerinde yeni bir saldırıya yönelik istihbarat olmadığını, Meşru Esad yönetimi ve Suriye Ordusuna yönelik tehditlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Peskov “Suriye’de daha önce DAEŞ teröristlerinin Suriye’de defalarca kimyasal silahlar kullandığının bilindiğini, Bu tarz provokatif eylem tehditleri olasılığının bulunduğunu söyledi.
Beyaz Saray, Suriye ordusunun 4 Nisan’da İdlib’in “Han Şeyhun” adında sözde muhaliflerin denetimindeki bölgede kimyasal silah kullandığını, en az 70 kişinin ölümüne yol açtığını ileri sürüp, Şayrat Hava Üssünü füzelerle vurmuştu. Suriye hükümeti ise, kimyasal saldırıyı kendilerinin düzenlediği iddialarını reddetmiş ve BM’yi göreve çağırmıştı. Amerika’nın DAEŞ araştırma merkezi “IHS”‘in raporlarına göre, DAEŞ 2014 yılından beri defalarca bölgede kimyasal silahlar kullandı.
Suriye ordusu ve halk güçleri DAEŞ ve diğer tekfirci teröristleri tamamen imhanın eşiğine getirdikleri sırada Kimyasal silahlar kullanmalarına hiçbir ihtiyaç duymamaktadırlar. Ancak tekfirci teröristler kimyasal silah kullanarak yenilgileri ve imha zamanını ertelemeye çalışabilirler.
Suriye hükümeti BM güvenlik konseyinin 2118 sayılı ve 27 Eylül 2013 tarihli kararı uyarınca kimyasal silahlarını BM denetiminde imha etti. BM de Suriye ordusunun bu silahlardan arındırıldığını teyit etti. Amerika ise Irak ve Suriye’de DAEŞ ile Savaş adına sürdürdüğü bombardımanlar sonucu binlerce sivil insanı katletmekte ve bu ülkelerin alt yapılarını imha etmektedir. Amerika bu katliamları ve yıkımlarını örtbas etmek ve kamuoyunu saptırmak amacıyla böyle bir komplocu planlara başvurmaktadır.