Direniş güçlerinin Siyonistlerin cinayetine füzeli misillemesi
Filistin İslami cihat hareketi üst düzey üyesi Halid el-Beteş, direniş güçlerinin Siyonist rejimin saldırılarına misilleme olarak verdiği karşılığın şehitlerin kanına vaadinin yerine getirmesi ve dönüş yürüyüşüne destek olduğunu belirtti.
Filistin direniş güçleri Siyonist rejimin son cinayetlerine karşı misillemede onlarca füze ile Siyonistlerin merkezlerine saldırı düzenlediler. Siyonist rejimin Filistinlilere karşı şiddetini yoğunlaştırmadan hedefi ise yeni askeri ve meydan planlarını dayatmaktır fakat direniş güçleri asla bu planları kabul etmeyeceklerini ilan etmiştir. Filistinliler son aylarda Siyonistlere yönelik direniş mücadelelerine yoğunluk kazandırarak 447 operasyon düzenlediler.
Tabi ki bu olay Filistinli direniş güçlerinin Siyonist rejimin işgalciliğine yönelik güç gösterisi anlamındadır. “Ateşe karşılık ateş” ise direniş güçlerinin siyonist rejime karşı silahlı direniş çerçevesinde ve Siyonistlerin saldırılarına karşı mücadele sürecinde ispatladığı denklemdir. Aslında direnişin güçlü darbeleri Siyonist rejimi, işgal edilen topraklarda sultacı ve yayılmacı hedeflerini gerçekleştirmede başarısız kılmış ve onların Filistin topraklarının bazı bölümlerinden yani Gazze’den geri çekilmesine sebep olmuştur.
Filistin gelişmeleri tüm Filistinlilerin Siyonist rejimin cinayetlerine tepki olarak, medeni itaatsizlikten silahlı direnişe kadar çeşitli direniş stratejisinin devam etmesinin altını önemle çizdiklerini gösteriyor. Bu çerçevede direniş stratejisi “dönüş yürüyüşü”n düzenlenmesi çerçevesinde ve meydan muharebesinde ise önleyici kabiliyetleri güçlendirmekle izleniyor.
Geri dönüş yürüyüşleri ise 30 mart 2018 tarihinden itibaren şimdiye kadar devam etmiştir. Yapılan gösterilerde şimdiye kadar en az 200 şehit ve 20 binden fazla Filistinli yaralanmasına rağmen yine de Filistin halkının direnişi tüm gücü ile devam ediyor zira Filistinliler Siyonist rejimin önünde her türlü korkmaları veya geri adım atmalarının “asrın anlaşması” komplosunun gerçekleşmesi anlamında olacağını, dolayısı ile kenti tarih, coğrafi ve kimliklerinden vazgeçerek Filistin topraklarından sürgün anlamlarında olacağının bilincindeler.
Geri dönüş yürüyüşüne ilaveten direniş, önleyici çalışmalar çerçevesinde de devam etmektedir. Filistin İslami cihad hareketinin son füzeli tepkileri ise direniş ekseninin Siyonist rejime karşı önleyici girişimlerinin güçlendirilmesi bağlamında gerçekleşti.
Önleyici kabiliyetin güçlendirilmesi ve direniş güçlerinin füzeli darbe ve saldırıları ise Lübnan Hizbullah hareketinin 2006 yılında 33 günlük savaşın tecrübesinden kaynaklanıyor. Bu savaşta Hizbullah’ın önleyici gücü, Siyonist rejimin tarihi yenilgisine sebep oldu. bu olay korsan rejimin Filistinli genç neslin mücadelesine karşı çaresizliği ve bu neslin Siyonist rejime karşı direniş yöntemlerindeki inisiyatifi gösteriyor. Tabi ki bu girişim Filistinlilerin Siyonist rejime karşı mücadelesini tamamlayan bir halka olarak işgalci Siyonistler arasında büyük bir endişe ve paniğe sebep olmuştur.
Bu bağlamda el-Meyadin kanalı, “İsrail yetkililerin Gazze şeridi durumu karşısındaki şaşkınlığı devam ettiğini” belirtiyor. El-Meyadin muhabiri Lena Şahin ise şöyle diyor: Kendi aralarına bölünmüşlükten acı çeken İsrail, Gazze şeridi durumu karşısında şaşkın durumda. Avigdor Liberman Gazze’de yeni bir askeri savaş tehdidini gündeme getirirken Benyamin Netanyahu ise Filistinliler karşısında başka bir yenilgi korkusundan korkarak yeni savaşın başlamasını istemiyor.
Bu şartlarda İsrail rejimin Gazze şeridinde kapsamlı yeni bir savaş başlatma tehditleri, korsan rejim yetkililerinin seçim şantajı ve haraç kesme çerçevesindeki blofları olarak değerlendirilebilir.
Filistinli direniş güçlerin hazırlıkları, korsan rejimin her türlü aptallığı karşısında direnişten güçlü bir karşılık alacağı ve yeni bir savaşı korsan rejime dayatacağı yönündedir.