Filistin halkını hapse atmak Siyonist İsrail’in daimi stratejisi
Siyonist İsrail Rejimi zindanlarındaki Filistinli esirlerin sayısının açıklandığı ve işgal altındaki topraklarda esirlerin durumunun çok kritik olduğu hakkındakı raporların yayınlanması siyonistlerin cinayetleri konusunda dünya kamu oyunu daha da duyarlandırmış bulunmaktadır.
Filistin halkı siyonist İsrail rejiminin bu toprakları işgal ettiği ilk günden şimdiye kadar sürekli olarak siyonistlerce insanlık dışı ve ırkçı saldırılara muhatap olmakta. Bu canice siyasetlerin sonucu ise yüzbinlerce Filistinli şimdiye kadar kendi ömürlerinin en verimli dönemini siyonist zindanlarında geçirmiş olup şu anda da 7 bini aşkın Filistinli halen siyonistlerin zindanlarında esaret hayatı sürmekteler.
Aslında Siyonist İsrail rejimi Filistin halkını ve grupları korkutarak ve dehşet saçarak onları mücadele azminden vazgeçirmek ve etkisiz hale getirmek istemektedir.
Nitekim Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Esir İşleri Kurulu ve Esirler Cemiyeti’nin, 17 Nisan “Filistinli Esirler Günü” dolayısıyla hazırladığı raporda, İsrail’in 1967’den bu yana 1 milyon Filistinliyi gözaltına aldığı belirtildi.
Irkçı İsrail’in gözaltındaki yaklaşık 15 bin kişi hakkında idari tutukluluk kararı çıkardığı ifade edilen raporda, şu an İsrail hapishaneleri, soruşturma ve gözaltı merkezlerinde 7 bin Filistinli esirin bulunduğu kaydedildi.
Siyonist Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlalleri nedeniyle İsrail askerleriyle Filistinliler arasında yaşanan gerginlikler kapsamında ekim ayından bu yana çoğunluğu Kudüs ve Batı Şeria’nın El-Halil kentinde olmak üzere bin 400’ü 18 yaş altında 4 bin 800 kişinin gözaltına alındığı vurgulandı.
İsrail’in çocuk, genç, yaşlı, kadın, anne, hasta, engelli, işçi, akademisyen, milletvekili, siyasetçi, sendika üyesi, öğrenci, öğretmen, sanatçı, gazeteci, yazar toplumun her kesiminden ve her yaştan kişiyi gözaltına aldığına işaret edilen raporda, gözaltıların, uluslararası insan hakları hukukuna aykırı şekilde gerçekleştiği bildirildi.
Raporda, işgal rejimi askeri mahkemelerindeki yargıçların çocuklardan zorla ve işkence ile alınan, hatta İbranice yazılan ve çocukların anlamadıkları halde imzalamak zorunda kaldıkları itirafları çoğunlukla dikkate aldığı ifade edildi.
Esir Günü münasebetiyle “Çocuklara Böyle Davranılmaz” başlığıyla yayınlanan raporda, işgal rejimi mahkemelerindeki askeri savcıların çocukları mahkûm etmek için bazen sadece bu tür zorla ve işkenceyle alınmış ifadeleri kanıt saydıkları belirtildi.
Raporda, 429 çocuktan 144’ünün sorgulamaları Arapça yapılmasına rağmen kendilerine imzalamaları için İbranice yazılmış belgeler sunulduğunu veya zorla imzalatıldığını söylediği kaydedildi.
Filistinli esirlerin bulunduğu siyonist rejim zindanlarına egemen kötü koşullar, ağır işkenceler, bu esirlerin önemli bir bölümünün fiziki ve ruhi çeşitli hastalıklara yakalanmalarına sebep olmuştur.
Siyonist rejim zindanlarından gelen haberler ağır ve tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yakalanan Filistinli esirlerden bir çoğu şimdiye kadar zindan koşullarında hayatlarını kaybetmişlerdir.
Bu durumun özellikle son yıllarda daha da kötüleşmesi kamu oyunda ciddi kaygılara neden olmuş ve özellikle Filistin halkı, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin durumunun ve içinde bulundukları koşulların aydınlatılması amacıyla uluslararası komisyonların kurulmasını istemiştir.
Nitekim bundan bir süre önce Filistin Esir işlerinden sorumlu bakanı İsa Karaka, BM Teşkilatı Genel Sekreterinden Filistinli esirlerin durumunu araştırması ve incelemesi amacıyla bir hakikat komitesi kurmasını istemesi dünya medyasında geniş yankı uyandırdı.
Dışarıda Filistin halkına karşı katliam politikasını tüm şiddetiyle sürdüren siyonist rejim İsrail her gün Filistinlilerden onlarcasını esir alarak onları çok kötü koşullarda hapse atması ve işkenceye tabi tutmasıyla gerçekte onları tedrici ölüme sevketmektedir ve geçmiş yıllarda zindanlarda 200’ü aşkın Filistinli esiri şehid etmekle nasıl acımasız, insanlık dışı bir politika peşinde olduğunu göstermiştir.
Şimdi ise BM’nin siyonist rejim karşısındaki pasif tutumu 7 bini aşkın Filistinli esirin hayatını tehlikeye düşürmüş bulunmaktadır. Bu durum ise uluslararası kurum ve kuruluşların Filistinli esirlerin durumunu acil ve ciddi olarak ele almalarını zaruri kılmaktadır.