Filistinli açlık grevcisi Muhammad Allan zorla besleme yöntemi ile tehdit ediliyor
50 günü aşkın bir süredir açlık grevinde olan 31 yaşındaki Filistinli avukat Muhammad Allan 8 Ağustos Cumartesi günü işgalci İsrail’in zorla besleme yönteminin ilk kurbanı olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Nablus’ta avukatlık yapan Allan herhangi bir duruşma ve suçlama olmaksızın sözde ‘gizli kanıtlara’ dayandırılarak 6 Kasım 2014’ten beri işgalci İsrail hapishanelerinde idari gözaltında tutuluyor. İdari göz altı süresinin uzatılması üzerine açlık grevine giren Filistinli tutsak şu anda Soroko tıp merkezinde ve 22 Mart’tan beri ailesi ile görüşmesine izin verilmiyor. Allan sadece su tüketiyor , vitamin ve mineral almayı reddediyor.
Allan’ın avukatı Jamal Khatib, Filistinli tutsağın idari gözaltı sona erene kadar açlık grevini sürdürmekte kararlı olduğunu, işgalci İsrail askeri savcılığının ise kendisine Allan’ın zorla beslenmesi yönünde karar çıkartabilmek için 8 Ağustos Cumartesi gecesi askeri mahkemeye gideceklerini söylediğini bildirdi. İsrail askeri mahkemeleri askeri işgal uygulamalarını hayata geçiren bir organ olarak hareket etmektedir. İsrail parlamentosundan geçen ay çıkmış olan ve mahkeme kararı ile zorla besleme yönteminin uygulanmasına izin veren yasa uyarınca mahkemenin onay vermesi durumunda Filistinli tutsak Muhammad Allan bu vahşi uygulamaya maruz kalacak.
Allan’in ailesi görüşme taleplerinin reddedilmesine rağmen Soroko tıp merkezindeki bekleyişlerini sürdürüyor. Allan’ın annesi de açlık grevine girdi. Aile hastaneyi terk etmeyi reddettiği için işgalci İsrail polisi tarafından tutuklanmakla tehdit ediliyor.
İşgalci İsrail parlamentosu mahkeme kararı ile zorla besleme yönteminin uygulanmasına izin veren yasayı geçen ay geçirmişti. Bu yasa Dünya Tabipler Birliği, İsrail Tabipler Birliği, Uluslararası Kızıl Haç komitesi, Filistinli Tutsaklar Birliği ve Addammeer Tutsak Dayanışması ve İnsan Hakları Kurumu dahil olmak üzere düzinelerce sivil toplum örgütü tarafından kınandı. Zorla besleme insanlık dışı, vahşi, insanlık onurunu kırıcı bir işkence şekli ve insan hayatını tehlikeye sokan barbarca bir yöntemdir. İsrail Tabipler Birliği doktorların, ABD’nin Guantanamo askeri hapishanesinde kullanmış olduğu bu yöntemi uygulamayacaklarını belirtmiştir.
Üç Filistinli tutsak – Ali al-Jaafari, Rasim Halaweh ve Ishaq Maragheh- işgalci İsrail tarafından 1980’lerin başında zorla besleme yolu ile öldürülmüştü. Geçen ay geçmiş olan bu yeni yasa ile Filistinli tutsaklar hareketinin kazanımları geri alınmaya çalışılmaktadır.
FHKC’li (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) tutsaklar işgalci İsrail yönetiminin hapishanelerdeki vahşi saldırılarına karşı 9 Ağustos Pazar günü açlık grevine başlayacaklarını duyurmuşlardı. 6 Ağustos’ta İsrail Hapishane Yönetimi ve Filistinli Tutsaklar arasında yapılan uzun görüşmeler sonrasında, FHKC’li tutsaklar, hapishane yönetiminin FHKC lideri Ahmed Saadat’ın ailesinin ziyareti ve aile ziyaretleri üzerindeki genel yasağın kaldırılması, tutsakların başka hapishanelere nakil politikasına son verilmesi, Nafha hapishanesinde başka koğuşlara dağıtılan el-Fetihli tutsakların tekrar koğuşlarına dönmeleri, gece yarısı baskınları ve aramalarının durdurulmasını içeren hapishane koşullarının iyileştirilmesi şartlarını kabul etmesi üzerine açlık grevlerini erteledi ve cezaevi idaresine 12 Ağustos çarşamba gününe kadar sözlerini yerine getirmesi için süre verdi.
Samidoun Filistinli Tutsaklar Dayanışma Ağı 12 Ağustos’a ertelenmiş olan FHKC’li tutsakların açlık grevine destek için burada bir dizi yöntem sıralamıştır. Uluslararası dayanışmayı ve işgalci İsrail üzerindeki baskıyı yükseltecek en etkin dayanışma yöntemlerinden biri de İsrail’e yönelik BDS (Boykot, Yaptırımlar ve Tecrit) hareketini desteklemek ve Filistinli tutsakların işgalci İsrail’in işkence dolu hapishanelerini donatan uluslararası güvenlik şirketi G4S şirketine karşı boykot çağrısına karşılık vermektir.