İmam Seyyid Ali Hamanei: Devlet Görevlilerinin Mustazafları Göz Ardı Etmesi İslam Karşıtlığıdır
İmam Seyyid Ali Hamanei, bugün 29 Behmen Kıyamı yıldönümü dolaysıyla kendileriyle görüşen binlerce Tebrizliye hitaben yaptığı konuşmada; ayrımcılık yapmayı ve mustazafları göz ardı etmeyi, gericilik ve devrim karşıtı bir hareket olarak niteledi.
Hazreti İmam Seyyid Ali Hamanei, İran halkının “devrim ve düzen” ile “muhtelif teşkilat ve aygıtların icraatı” arasında devrimci ve derin anlayışıyla fark koymasının bu yılki 22 Behmen (11 Şubat) zafer yürüyüşüne farklı ve övgüye layık katılımının esas nedenlerinden olduğunu belirtti.
İmam Hamanei, beyanatının başında önce Şii ve Sünnisi dahil tüm Müslümanların Cennet kadınlarının efendisi kabul ettikleri Hz. Fatıma-i Zehra’nın -sa- şehadet yıldönümünü dolaysıyla taziyede bulunarak, iki alemin bu büyük kadınının tüm Müslümanlar için cesaret, fedakarlık ve marifet dersi verdiğini ifade etti.
İmam Hamanei sözlerinin devamında, Tebriz halkının şemsi takvime göre 29 Behmen 1357 kıyamına işaretle, bu ayaklanmayı tarih yaratan ve belirleyici bir olay olarak niteleyerek şöyle beyan etti: Eğer bu kıyam olmasaydı büyük ihtimalle, Kum’daki 19 Dey kıyamı unutulmuş olur ve ülke tarihinin yolu değişmiş olurdu. Ancak Tebrizliler, kendi kıyamı ve doğru anlayışlarıyla zamanında dev bir hareket oluşturdular ki 22 Behmen ve İslam İnkılabı’nın zaferiyle sonuçlandı.”
İslam İnklabı’nın zaferinin 40. yıldönümünde düzenlenen coşkulu yürüyüşe dikkat çeken İmam Hamanei, bunun bir mucizeye benzediğini ve dünyadaki devrimlerin hiçbirinde görünmediğini vurguladı.
ABD ve bazı edepsiz komşular başta olmak üzere dışarıda ve içerideki düşmanlıklar yüzünden halkın bu yılki yürüyüşe farklı ve daha motiveli katıldığına dikkat çeken İslam İnkılabı Rehberi, bazı sistem ve eleştirilerine rağmen devrim ve düzenini savunmak için böylesine sahneye geldiklerini kaydetti.
İmam Hamanei, halkın akıllı varlığı ve katılımının, devrimci bilinçlenme ve siyasi olgunlaşmalarından kaynaklandığını vurgulayarak, yüz binlerce şehit veren İran halkının var gücüyle devrimi savunduklarını ifade etti.
İslam İnkılabı’nın en önemli işleyişini, “tağut sistemini demokrasi sitemine” dönüştürmek olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei; Rehberlik, Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerin doğrudan veya dolayı olarak halk tarafından seçilmelerinin demokrasinin sadece bir parçası olduğunu beyan etti.
Hazreti İmam Seyyid Ali Hamanei; “Amerikalıların düşmanlığı sadece bendeniz veya bazı devlet yetkilileriyle değil, tüm İran halkı içindir çünkü onları öfkelendiren şeyin İran halkının yaptığı iştir” beyanatında bulundu. Ülkenin elde ettiği ilerlemelerin de dini demokrasi sonucu olduğunu ifade etti. Devrimin 4. on yılını “ilerleme ve adalet on yılı” olarak adlandır.
Adalette geri kalmışlık için Allah ve halktan özür dilenmesi zaruretine vurgu yapan Ayetullah Hamanei, bu alanda da dindar, çalışkan ve becerikli yetkililer ve insanların gayreti ile ilerleme sağlanmış olacağını temenni etti.
Hazreti İmam Seyyid Ali Hamanei, İslam Cumhuriyeti’nin bölge konuları üzerindeki etkinliği ve İran’ın; tıp, nükleer, nato, bioteknoloji, savunma ve ulaşım alanlarındaki ilerlemelerine temasla, gençlere daha fazla önem verilmesine vurgu yaptı.
İran düşmanlarının son 40 yıldaki ilerlemelerden iyi şekilde haberdar olduklarını beyan eden Hazreti İmam Seyyid Ali Hamanei, yapılanlar ve icraat ve ilerlemeler hakkında halk için bilgilendirme yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Hazreti İmam Seyyid Ali Hamanei beyanatının ikinci bölümünde “devrimin patolojisini” ele alarak, tüm devrimlerin en büyük afetinin gericilik olduğunu kaydetti.
” Üst sınıf ayrımcılığına doğru hareket”, “mustazaf ve zayıf kesimin unutulması” ve “halk yerine yabancılara güvenip, bel bağlama”nın gericilik örnekleri olarak niteleyen Hazreti İmam Hamanei, elitler ve yöneticilerin dikkatli hareket etmeleri gerektiğini ifade etti.
Hazreti İmam Hamanei beyanatının üçüncü kısmında ise ülkenin şimdiki önceliklerine işaretle, ekonomi konusunu çok önemli olarak niteledi, ülkenin ekonomik sorunlarının esas çözüm yolunun direniş ekonomisi ve halk ve iç kapasiteye yaslanmak olduğunu, ancak bunun için tedbire ihtiyaç olduğunu yineledi.
İmkanlarından yararlanırken yabancılara güvenmemek gerektiğinin altını çizen Hazreti İmam Hamanei, ülkenin nükleer anlaşma ve müzakerelerde dışarıya güvenip, bel bağlamaktan kazanç elde etmediğini kaydetti.
Ülke yetkililerinin bu meseleyi bildiklerini ve Dışişleri Bakanı’nın da Amerikalıların hapisliği ve Avrupalıların bir nala bir mıha yaklaşımına iyi ve güçlü cevap verdiğini ve buna devam etmesi gerektiğini ifade eden Hazreti İmam Hamanei, tüm engellere rağmen İran’ın ilerlediğini belirtti. “Cihatçı idareciliğin bürokrasiye tercih” edilmesinin İran’ın önceliklerinden olduğunu vurguladı.
Hazreti İmam Hamanei ayrıca, savunma alanında başlatılan hareketin sürmesi ve tüm ihtiyaç teçhizat, araç ve yöntemlerin modernize edilmesinin ülkenin başka bir önceliği olduğunun altını çizdi.
Kendi silahlarıyla insanlığı tehdit eden ancak İran’ın füze gücüne karşı çıkan düşmanları sert şekilde eleştiren İslam İnkılabı Rehberi şöyle buyurdu: “Bu meselenin sizinle ilgisi nedir? Siz, İran halkını füze ve diğer savunma imkanlarından alı koymak ve böylece ona zorbalık yapmak istiyorsunuz.”
Hazreti İmam Hamanei ayrıca nükleer silah ve kitle imha silahları haram saydıklarını belirterek, ancak başka gereken her şeyi kudretle takip ettiklerini ifade etti.
Hazreti İmam Hamanei, ekonomik öncelikler konusunda da, üretim ve iş olanağına vurgu yaptı.
Gücünü halktan alan İslam düzeninin her geçen gün güçleneceğini belirten ve düşmanların tehditleri ve planları ve açıklamalarına işaret eden Hazreti İmam Hamanei; İmam Humeyni’nin ifade ettiği gibi, “ABD hiçbir halt edemez” beyanatına bulundu.