İran Cumhurbaşkanı Ruhani: ABD ile müzakereye “HAYIR”
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yerli ve yabancı medya organları ile düzenlediği 14.basın konferansında ABD ile müzakere, Amerika terör rejiminin General Kasım Süleymani’ye suikast düzenlemesi ve İran’ın güçlü cevabı ve seçimler ve diğer birçok konu ile ilgili sorulara cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin basın konferansını üç önemli eksende ele almak mümkün.
İlk eksen, Amerika’nın emperyalist mahiyetini ve Bercam nükleer anlaşmasının ardındaki baskıyla izlenen hedeflerin beyan edilmesiydi.
Gerçekte Amerikalı yetkililerin Bercam anlaşmasını tahrip etmekle yapmak istediği şey, yaptığı yanlış hesapla İran İslam Cumhuriyeti’ni geri adım atmaya ve Tahran yönetimini müzakere etmeye ve sonuçta beyaz sarayın zorba taleplerine teslim olmaya zorlamak üzere azami düzeyde baskı uylamaktır. Oysa Amerika böyle bir hedefe asla ulaşamayacağı kesindir.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin bu bağlamda dünkü sözleri gayet açık, net ve kesindi. Ruhani yerli ve yabancı gazetecilerle düzenlediği 14.basın konferansında şöyle dedi:
Amerikalı yetkililer azami baskı uygulayarak bizi zayıf konumda müzakere masasına çekebileceklerini zannettiler. Ancak biz büyük bir iktidar, güç ve izzetle uluslararası camianın karşısında hak sözümüzü beyan ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Biz hiç bir zaman zayıf konumda müzakere masasına oturmayız.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin üzerinde durduğu ikinci eksen, Amerika terör devletinin bölgeye yönelik tek yanlı politikalarının yarattığı güvenlik sorunlarıdır. Cumhurbaşkanı Ruhani bu bağlamda başta İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgede güvenliğin sağlanması için önerdiği stratejik Hürmüz barış planı olmak üzere bir kaç önemli noktaya temas etti.
Son yıllarda bölgede yaşanan gelişmelere bakıldığında, bölgede yaşanan tüm gerginliklerin ve huzursuzlukların arkasında Amerika ve korsan rejim İsrail’den başka, bölgede Suudi Arabistan rejimi gibi rejimlerin yer aldığı anlaşılıyor. Suudi Arabistan yaklaşık beş yıldır Yemen milletine acımasız bir savaşı dayatmış bulunuyor. Suud rejimi bu yıllarda bu tecavüzü üzerinde ısrarla durmuştur; ancak bu politika yanlış ve bedeli ağır bir politikadır. Nitekim bu savaşta Suudi Arabistan için zafer diye bir sonuç da yoktur. Suud rejimi bu savaşta hezimete uğrayan taraf konumundadır ve çıkardığı güvensizliğin bedelini de başka ülkelere dayatamıyor.
Cumhurbaşkanı Ruhani şöyle dedi:
Biz her zaman bölgede güvenlik istedik ve şehit Korgeneral Kasım Süleymani de Batı Asya ve Fars körfezi gibi hassas bir bölgede sürekli istikrar ve barış için çaba harcadı ve son çabası da yine bu yöndeydi.
Ruhani sözlerine şunları ekledi:
Şehit Korgeneneral Süleymani Irak Başbakanı ile müzakere etmek için gittiği Irak’ta namertçe şehit edildi.
Kuşkusuz geçmişte izlenen yanlış politikalardan el çekmek hem S. Arabistan ve hem tüm bölge ülkelerinin yararına olur.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yerli ve yabancı gazetecilerde düzenlediği bu konferansta karşılaştığı ve gazetecilerin sorularının büyük bir bölümünü oluşturduğu üçüncü eksen, parlamento seçimleriydi. Bu seçimler Cuma günü düzenleniyor.
Cumhurbaşkanı Ruhani İran seçimlerini göstermelik ve önceden sonucu belli olan bir şov olduğunu iddia eden Brian Hook’un sözlerine verdiği cevapta, İran İslam Cumhuriyeti’nde demokrasi başta ABD ve Batılı ülkeler olmak üzere dünyanın diğer ülkelerine nazaran daha gerçek olduğunu belirtti.
Bu gerçeği anayasayı kollama ve koruma konseyi Sözcüsü Abbasali Kedhüdai de twitter hesabında Hook’un sözlerine gösterdiği tepkide dile getirerek şöyle yazdı:
ABD Başkanı Trump halâ seçimi kazanmak için yabancılardan yardım talep etme skandalından kurtulmazken, Hook İran seçimleri için reçete yazıyor. ABD temsilciler meclisi seçimlerine en yüksek katılım oranı 1914 yılına ait olan yüzde 50.4 kadardır. İran milleti Amerikan demokrasisinin reçetesine ihtiyacı yoktur.
Son 41 yılda deneyimler, seçimlerin coşkulu düzenlenmesi İran’ın lehine ve düşmanların zararına olduğunu ortaya koymuştur. Bu yüzden Amerika her seçimden önce halkın seçimlere katılmamasını istemiştir.