İran ve Avrupa; Nükleer İşbirliği İçin Yeni Adımlar

İran Atom Enerjisi Kurumlu İAEK Başkanı, Avrupalıların, KOEP anlaşması çerçevesinde İranla nükleer işbirliği için iyi tekliflerde bulunduklarını bildirdi.
Dün çarşamba günü Brüksel’de AB Komisyonu İklim Eylemi ve Enerjiden Sorumlu Komiseri Kani Yete ile görüştükten sonra açıklama yapan İran Atom Enerjisi Kurumu İAEK Başkanı Ali Ekber Salihi, bu görüşmede KOEP anlaşması çerçevesinde AB tarafından nükleer işbirliği ile ilgili çok iyi tekliflerin geldiğini bildirdi.
Yakında bu konuda taraflar arasında oturumların düzenleneceğini ve ilgili projelerin inceleneceğini belirten Salihi ayrıca İran ile AB arasında bilimsel ve teknik işbirliği dallarında önemli adımların atılmakta olduğunu hatırlatarak, yakında İran’ın Uluslararası Nükleer Füzyon Reaktörü ITER projesine üyeliğinin resmen açıklanacağını bildirdi.
Uluslararası Nükleer Füzyon Reaktörü ITER’de 27 Avrupa ülkesinin yanı sıra Amerika, Çin, Hindistan, Güney Kore ve Japonya ülkeleri işbirliğinde bulunuyorlar.
Bu projenin önümüzdeki 30 ila 40 yıl içerisinde ticari aşamasına geleceği bildirilmiş ve İran şimdiden bu alanda gerekli yatırımlarda bulunmuştur.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı KOEP’in imzalanması üzerinden bir yıl geçmektedir. Bu süre içinde başta yaptırımların kaldırılması olmak üzere bir çok alanda bu anlaşma kendi etkisini göstermiştir. Bu arada KOEP anlaşmasının bir diğer önemli getirisi de İran’ın nükleer haklarının korunması ve sürdürülmesi ve nükleer bilim dalındaki bilimsel ve araştırma projelerinin barış amaçlarında kullanılmasıdır.
İran Atom Enerjisi Kurumu İAEK’nın çalışma ve bilançosu, İran’ın bu süre içinde gerçekleştirdiği tüm girişim ve çalışmalarının özellikle santrifüjler dalındaki kazanımlarını aksatmadığı gibi, hatta nükleer anlaşma kapsamında İran’ın kendi teknik bilgisini daha da artırdığı ve geniş bir alana yaydığı görülmektedir.
İranlı bilim adamları ve uzmanlarının gayretleri sonucu artık İran’da kalıcı izotopların üretimi ortamı oluşturulmuştur. Salihi’nin ifade ettiği üzere İran bu tür izotopların üretilmesi için gerekli olan santrifüjlerin değiştirilmesi hususunda Rusya ile işbirliği içindedir. Salihi, İran’ın ilk etapta 1-İR santrifüjlerini yükselteceğini belirtti.
İran ayrıca aşı ve yeni terkibi ilaçların üretimi amacıyla sağlık alanında gerek duyduğu santrifüjleri üretmeyi de başarmıştır.
Şimdi ise Uluslararası Nükleer Füzyon Reaktörü ITER projesinin gündeme gelmesi İran’ın bu alanda kat ettiği önemli başarıyı göstermekle birlikte İran’ın bu projeye katılmasıyla nükleer bilim alanındaki kendi başarılarını daha da artırması bekleniyor, Nükleer sanayi alanında İran’ın diğer ticari faaliyeti de ağır su üretim ve satımı alanındadır. İran halı hazırda Erak Reaktöründe ağır su üretimini uluslararası kurallar çerçevesinde dünya piyasalarına pazarlama aşamasına gelmiş ve bu hususta hatta Amerika ve Rusya’ya ağır su satışında bile bulunmuştur.
Ağır su, muhtelif sanayi işlevleri olan stratejik bir ürün olup ilaç ve kimyasal sanayinde kullanıldığı gibi Uluslararası Nükleer Füzyon Reaktörü ITER projesinde büyük bin öneme sahiptir.
İran’da üretilen ağır suyun kalitesi %99.95 saflık oranıyla dünyanın en muteber laboratuvarları tarafından onaylanmış olup İran bu açıdan iddia sahibi ender ülkelerle rekabet halindedir. Öyle ki şu anda Amerika ve Rusya’nın yanı sıra Avrupa’nın büyük firmaları da İran’dan ağır su satın almak için sırada bekletiliyorlar.
İran Atom Enerjisi Kurumu kendi bilimsel ilerlemeleri çerçevesinde ülke reaktörlerinin ihtiyacı olan %20’lik yakıtı temin etmeyi başarmıştır ve tahran reaktörü şu anda bizzat İran’ın kendi ürettiği yakıtla çalışmaktadır.
KOEP anlaşması gereğince İran’ın öteki nükleer faaliyetleri de özellikle nükleer teknoloji ve araştırma dalında devam ediyor.
Bilindiği üzere Amerika ve diğer bir kaç Avrupa ülkesi uzun yıllar boyu büyük kampanyalar sürdürerek İran’ın nükleer faaliyetlerini dünyaya bir tehdit olarak göstermeye çalışmış ancak daha sonra nükleer anlaşmanın altına imzalarını atmak suretiyle İran’ın nükleer faaliyetinin barış amaçlı olduğunu ve hatta kedilerinin de bu alanda işbirliğinde bulunmaya hazır olduklarını bildirmişlerdir. Batılı ülkeler hatta Amerika’dan bir adım ile giderek İran’daki nükleer tesislerin tamamen toplatılmasından başka bir şeye razı olmayacakları üzerinde diretmekteydiler. Fakat sonunda bu ülkeler de nükleer anlaşmayla İran’ın nükleer alandaki hakları karşısında teslim olmaktan başka bir çareleri kalmadı.