İranofobia; Suud hanedanının siyonistlerle ilişkilerini geliştirme bahanesi

Korsan rejim İsrail’de bazı çevreler, Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın siyonist rejimle ilişkilerini geliştirmek amacıyla geçen Eylül ayında işgal altındaki Filistin topraklarına gizli bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifşa etti.
Ancak bu süreçte dikkat çeken bir nokta şu ki, başta Arabistan rejimi olmak üzere bölgedeki bazı Arap rejimlerin korsan İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye çalışırken, kendi kamuoyunu ikna edebilmek için boş ve içeriksiz İranofobia yaftasını ileri sürüyor olmalarıdır.
Gerçekte Arabistan’da hasta kral Salman’ın oğlu Muhammed bin Salman, babasının gerçekleştirdiği ve adeta bir darbeyi andıran bir hareketle, Arabistan’ın yeni veliaht prensi ilan edildikten hemen sonra, Suud rejiminin korsan rejim İsrail ile ilişkilerini geliştirme çabaları büyük ivme kazandı ve gizli olmaktan çıkarak, resmen aleni hale geldi.
Aslında Suud rejimi bölgede garez-kar, etnikçi ve fitneci emellerine ulaşmak için bölgede siyonist rejimle işbirliği yolunu seçti ve hedeflerine, siyonist rejimin katkıları ile ulaşabileceğini düşünmeye başladı. Bu yüzden Suud hanedanı bir süredir korsan İsrail ile ilişkilerini ve teamüllerini geliştirme yollarını ve özellikle bu rejimle uzlaşma yolunu açma ve sonuçta da Batı’nın bölgeye yönelik şom amaçlarına hizmet etme yollarını arıyor.
Öte yandan Ortadoğu bölgesinde uzun bir süredir iyice inzivaya itilen siyonist rejim İsrail de “haremeyni şerifeynin” hademesi olduğunu iddia eden Suud rejimi ile ilişkilerini aleni hale getirerek, diğer İslam ülkeleri arasında bu rejimle ilişki kurmanın çirkinliğini yok etmeye ve böylece Ortadoğu bölgesinde içinde bulunduğu inzivadan kurtulmaya çalışıyor. Bundan başka Ortadoğu bölgesindeki zengin enerji kaynaklarına ve özellikle petrol sahalarına musallat olmak da, siyonist rejim İsrail’in Arabistan ve genelde Fars körfezi bölgesinde yer alan ve petrol zengini olan Arap emirlikleri ile ilişkilerini geliştirmekle ulaşmaya çalıştığı bir başka şom hedefidir. Oysa Arabistan, korsan İsrail ve Batılı devletlerin işbirliği, bölgede ve dünya genelinde şirretten başka hiç bir getirisi olmadığı açıkça ortadadır.
Arabistan rejimi, siyonist İsrail rejimi kurulduğu günden beri, bu rejimle resmi ilişki kurmamıştı, ancak bu rejimle sürekli gizli ilişkileri olduğu da bilinen bir gerçektir. Nitekim Suud rejimi birçok durumda İsrail’in bölgeye yönelik sultacı , yayılmacı ve işgalci politikalarına eşlik ettiği de herkesçe bilinen acı bir gerçektir.
Arabistan rejimi, korsan İsrail’in İslam dünyası ve Müslüman ülkelerin bir numaralı ortak düşmanı olduğu halde bu rejimle ilişki kurmaya ve ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Gerçekte Arabistan ve İsrail’in, bölgede siyonizm karşıtı oluşturulan direniş cephesine karşı ortak tavır sergilemeleri ve direniş ekseni zayıflatmak ve yok etmek istemeleri ve bölgede tekfirci terör örgütlerini birlikte desteklemeleri, bu iki rejimin tehlikeli işbirliğinin örnekleridir.
Bu şartlarda Arabistan ve korsan İsrail bölgeye yönelik oluşturdukları tehlikeli tehditlerden duyulan kaygıları saptırmak ve kamuoyunun gözünden bu gerçeği saklamak için, başta Amerika olmak üzere Batı’nın bölgede yürüttüğü İranofobia projesini körüklüyor ve böylece aralarında kurulan ve açığa çıkan ilişkileri haklı göstermeye çalışıyor.
Bölgede Arabistan ve İsrail rejimlerinin İranofobia projesini yürütmeleri, bu rejimlerin de Amerika gibi Ortadoğu’da çeşitli bölgelere müdahaleleri ve işgalci varlıklarının Ortadoğu bölgesinin tümünü güvensiz hale getirdiği terör belasına bulaştırdığı bir sırada gündeme geliyor.