Katil İsrail Rejimi, Kudüs’te Evleri Yıkmada Rekor Kırdı
Filistin Kurtuluş Örgütü Siyonist Rejim İsrail’in yılın başından itibaren işgal altındaki Kudüs’te 129 bin daireyi ve konutu tahrip ettiğini 2016 yılında 123 kadar daire yıkılmasının ardından bir rekor oluşturduğunu belirtti.
Bu çerçevede Siyonist Rejim İsrail’in Filistin karşısındaki en önemli stratejilerinden biri de işgal altındaki topraklarda yerleşim alanları ve Filistinli evlerin yıkılması ve tahrip edilmesidir. Gerçekte bir yandan Filistinli evler tahrip ediliyor öbür yandan da bu arsalarda yeni Siyonist Rejim yerleşim alanları inşa ediliyor. Buna esasen İnsan Hakları Örgütü de daha önceki açıklamalarında, Filistinlilerin evlerinin yıkılmasının savaş suçu olduğunu, belirtmişti.
Bu alanda bir başka önemli husus da Filistinli evlerin yıkılması siyasetinin 70 yıllık süredir devam etmesidir. Siyonist Rejim İsrail’in işgal altındaki kuruluşundan beri bu siyaset izlenmiştir. Buna rağmen 2020 yılında bu siyaset de pekişmeye başladı öyle ki işgal karşıtı topluluklar da Filistinli evlerin yıkılması sürecinin son 20 yılda görülmemiş bir durum olduğunu ve rekor sayıldığını açıkladılar.
Rusya’nın SPUTNİK haber ajansı ise hazırladığı raporunda Filistinli evlerin yıkılması ve Siyonist Rejim yerleşim alanları inşasının ” gizli etnik temizleme ” olduğunu belirterek yeni yerleşim alanlarının inşası ve bu alanların artmasının işgal altındaki Kudüs’te ve Batı Şeria’da demografik değişimlere yol açtığını belirtti.
Bu alanda dikkat çeken bir başka husus da Amerika hükümeti ve kimi Arap ülkeleri ve rejimlerinin yaklaşımı sonucu Siyonist Rejim İsrail’in Filistinlilerin evlerini yıkma sürecini hızlandırmasıdır. Amerika başkanı Trump hükümeti son dört yılda Siyonist Rejim cinayetlerini topyekun destekleyip özellikle de Yüzyılın Anlaşması planı ile bu rejimin cinayetlerinin artmasına yol açtı. Amerika başkanı Donald Trump 28 Ocak 2020’de Beyaz Saray’da Siyonist Rejim elebaşısı Binyamin Netanyahu ve Bahreyn, BAE ve Umman olmak üzere üç Arap ülke büyükelçileri ile beraber ırkçı Yüzyılın Anlaşması planını tanıttı.
Buna ilaveten Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini resmi olarak normalleştiren Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan gibi ülkeler, bir yandan da gayrı resmi olarak Siyonist Rejim İsrail ile ilişkiler yürüten Suudi Arabistan ve Umman ve bir kaç başka Arap ülkesi de Siyonist Rejim İsrail cinayetlerinin artmasına çanak tutmuşlardır.
Başka bir ifade ile Siyonist Rejim İsrail, resmi olarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan ve Filistin ile ihtilaf yaşanan bölgeleri de İsrail’e bırakan Yüzyılın Anlaşmasını ve de Arap ülkeler ile ilişkilerin normalleştirilmesini Filistinliler aleyhindeki cinayetleri arttırma yönünde bir fırsat olarak görmekte ve bu durumdan yararlanmaktadır.
Buna ilaveten uluslararası toplum ve uluslararası kurum ve kuruluşlar da pratikte Siyonist Rejim İsrail cinayetlerine kayıtsız kalmış ve sırf Yüzyılın Anlaşması ve normalleşme sürecinin sonuçlarını izlemiştir.
Bu durum iki hususu öne çıkartmaktadır. İlk olarak Washington’un yerleşim alanları hususunda sadakatli olmayışıdır. Washington daha önce yerleşim alanları inşasına karşı olduğunu öne sürmüştü. Ancak pratikte İsrail’i kısıtlamak için hiçbir girişimde bulunmadı. İkinci husus ise Arap ülkelerin Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesinin iddia edilenler gibi ilhak projesini durduramayışıdır. Siyonist Rejim tam tersi hareket ederek ilhak projesini uygulamaya hız kazandırdı.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ