Laricani: ABD ve AB insan hakları konusunda konuşamazlar

İran yargı erki Başkanı insan haklarından sorumlu yardımcısı Muhammed Cevad Laricani, Amerika ve Avrupa işledikleri cinayetleri yüzünden insan hakları konusunda söz hakkına sahip olan son ülkeler olacağını vurguladı.

İran yargı erki Başkanı insan haklarından sorumlu yardımcısı Muhammed Cevad Laricani, Cumartesi günü ve BM’nin Cenevre binasında düzenlenen insan hakları konseyinin 37. Oturumunun arifesinde yaptığı açıklamada, insan hakları iddiasında bulunan Batılı devletlerin tecavüzcü ve insan haklarına aykırı uygulamalarına işaret ederek, Amerika ve Avrupa işledikleri cinayetleri yüzünden insan hakları konusunda söz hakkına sahip olan son ülkeler olacağını vurguladı.

İran İslam Cumhuriyeti insan haklarına yönelik müdahaleci ve ihlalci davranışlara karşı çok hassas olduğunu belirten İran yargı erki Başkanı insan haklarından sorumlu yardımcısı Laricani, Amerikalı yetkililerin ve Batılı devlet adamlarının dünya genelinde ve özellikle Ortadoğu bölgesinde yer ala ülkelere yönelik cinayetleri mutlaka ifşa edilmesi gerektiğini belirtti. Laricani, buna göre de İran İslam Cumhuriyeti bu konuya haktalep bir açıdan yaklaşarak görüşünü beyan ettiğini vurguladı.

Gerçikte Amerika devletinin insan hakları karnesi ikinci dünya savaşının sonlarına doğru Japonya’nın Hiroşima ve Nakazaki kentlerini atom bombaları ile bombardıman etmek, Saddam rejiminin İran İslam Cumhuriyeti’ne dayattığı sekiz yıllık savaş sırasında Baas ordusuna yığınla kimyasal silah göndermek ve Saddam rejiminin bu kimyasal silahları İran’ın Serdeşt kenti ve Irak’ın Halepçe kentlerinde kimyasal bombardımanlarda kullanması ve yine Fars körfezi semalarında İran’a ait bir yolcu uçağını düşürmek ve yaklaşık 300 masum insanı adeta katliam etmek gibi türlü cinayetlerle dolup taşmaktadır. Şimdi ise bu uzun listeye Amerika devletinin Vietnam, Afganistan, Irak ve Yemen ülkelerinde işlediği savaş suçlarını ve özellikle eli kanlı İsrail rejiminin mazlum Filistin milletine yönelik cinayetlerine kayıtsız şartsız destek vermesi gibi durumları da etkelemek gerekir. Hali hazırda Suud rejiminin Amerika’nın destekleri ile Yemen milletine dayattığı üç yıllık savaşta şimdiye kadar binlerce Yemenli sivil hayatını kaybetti, binlercesi de yaralandı ve milyonlarca Yemenli vatandaş açlık ve epidemik hastalıklarla karşı karşıya kaldı. Ancak insan hakları iddialarında bulunan Amerika ve Batılı devletler eli kanlı Suud rejimine Yemen savaşında verdikleri askeri ve silah desteğini sürdürmektedir.

Bir süre önce Amerika’da yayımlanan Washington Post gazetesi konu ile ilgili yayımladığı raporunda şu ifadelere yer verdi:

Arabistan’ın başını çektiği Yemen karşıtı ittifaka bağlı savaş uçakları Amerikan yapımın yasak misket bombalarını Yemen milletinin üzerine yağdırıyor. Oysa bu bombaların kullanılması bir çok ülkede yasak ilan edilmiştir. Ancak Amerika ve Arabistan hâla bu tür yasak silahları kullanmaya ve masum Yemen milletini bu yasak silahlarla katliam etmeye devam ediyor. Suud rejimi Yemen milletine dayattığı haksız savaşta ayrıca İngiliz yapımı yasak misket bombalarını da kullanıyor.

Aslında Amerika ve yine Fransa ve Britanya gibi bazı Avrupa ülkeleri insan haklarını savunduklarını iddia ettikleri halde baskı, şiddet, ayrımcılık, ırkçılık, İslam karşıtlığı, soykırım, kadın hakları ihlalleri, çocuk hakları ihlalleri, sığınmacı hakları ihlalleri gibi uygulamaları ve medeni özgürlükleri kısıtlamaları ile kapkarar insan hakları karnelerine sahip olan devletlerdir.

Bu konuda bir açıklama yapan Afganistan’ın illegal Begram hapishanesinde yatan tutukluları savunan avukatlar derneğinin sorumlusu Tina Foster şöyle diyor: Biz Amerika’nın kurduğu bu tür hapishanelerinde yüzlerce insanın işkence edildiğini biliyoruz. Biz Amerika devleti izledikleri politikaları ile bir çok insanın haklarını ayaklar altına alarak ihlal ettiğini de biliyoruz. Ben bir Amerikan vatandaşı olarak ülkesi dünyada insan hakları ihlalcilerinin başında yer almasından büyük utanç duyuyorum.

Tahran üniversitesi siyasal bilimler ve hukuk fakültesi hocası Dr. Ebu Muhammed Asgerhani de Amerika’nın insan hakları alanında çifte standart bir tutum izlediğini belirterek şöyle diyor:

Amerika birleşik devletleri insan hakları ihlalleri alanında dünyada birinci sırada yer alıyor. Bu ihlallere beyaz sarayın çeşitli ülkelerde askeri darbeleri doğrudan yönetmesini örnek vermek mümkün.

Tüm bu anlatılanlardan hareketle Amerika ve Avrupa insan hakları alanında söz söyleyebilecek son devletler olduğu söylenebilir.