Laricani: Batı için insan hakları bir araçtan ibaret
Avrupa Birliği müdahaleci bir açıklamada bulunup, her zamanki iddialarını tekrarlayarak, İran’ı insan haklarını ihlal etmekle suçlayarak, bu bağlamda İran’ı eleştirdi.
Pazartesi günü Brüksel’de yapılan bu açıklamada; “İran’da çevre aktivistleri başta olmak üzere son sıradaki tutuklamalar ve cezaevlerindeki bazı intiharlar” olarak nitelendirilen durumdan endişe duyduğunu belirten AB, İranlı yetkililerden bu hususlar hakkında araştırma yapmasını istedi.
İran’a karşı bu iddialar İranofobi projesinin bir parçası haline gelirken neredeyse hergün uluslararası camianın ölümcül sessizliği eşliğinde dünyanın birçok noktasında, hatta Avrupa’nın kalbi ve insan haklarını savunduğunu iddia eden Amerika’da açık şekilde insan hakları ihlali yapılıyor.
ABD ve de Fransa ve İngiltere gibi bazı Avrupalı ülkeler, dünyada insan haklarını ihlal eden ülkelerin başından geliyor.
Uluslararası Af Örgütü aralık 2017’de yayınladığı raporda, AB’nin göçmenler ve sığınmacıları istismar ettiğini ifşa ederek, onların Libya sahil güvenlik güçleriyle bu bağlamda işbirliği yaptığını ve Libya’daki “köleciliğin” patlak vermesinin esas faktörlerinden biri olduğunu ve bu bölgede “sığınmacıların korkunç çaresizlik ve sefilliğine” katkı sağladığını belirtti.
ABD’de de siyahilere karşı geniş şekilde ayrımcılık yapılıyor ve hakları ihlal ediliyor. Zindanlarda durum ise içler acısı. Ayrıca bazı bağımsız milletler, ABD’nin kendi ülkelerine yaptığı saldırılardan dolayı acı çekmeye devam ediyor.
İslam İnkılabı Rehberi yaptığı bir konuşmada bu gerçeği şöyle anlattı:“Dünyada, ABD yönetimi kadar insan haklarını ihlal eden ikinci bir hükümet yoktur. ABD, ne insan haklarına inanıyor, ne insanların onur ve kerametine ne de milletlerin görüşüne. Amerika’nın özgürlük, insan hakları ve bunun gibi meseleler hakkında söyledikleri şeyler, özgürlük ve insan haklarını alaya almaktan ibarettir.”
Batı’nın insan hakları mekanizması pratikte terörist gruplar, kötü adamlar ve suçlular ve canileri, insan hakları savunucuları adı altında destekleyen bir mekanizma haline gelmiştir.
İran İnsan Hakları Komitesi Sekreteri Muhammed Cevad Laricani Cenevre’de BM İnsan Hakları 37. Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ABD ve batı tarafından uygulanan ve insanların haklarının ırk, din ve siyasi görüş gibi etkenlere bağlı olan ve Filistin, Yemen, Suriye ve Afganistan’da binlerce çocuk, kadın ve erkeğin ölümüne yol açan çifte standardın insan hakları konusunda yapıcı bir diyalog yapılmasına engel olduğunu kaydetti.
Uluslararası İlişkiler uzmanlarından Mustafa Semii bu bağlamda yaptığı değerlendirmede Batı’nın insan hakları hedeflerinin içyüzüne işaretle şöyle diyor:
“Batılı ülkeler, İslamofobi ve Müslümanlar’la mücadele adı altında birçok İslam ülkesine müdahalede bulunuyor ve teröristler ve uşaklar kiralayarak, Müslümanlar arasında anlaşmazlık çıkarmaya ve onları birbirine düşürmek suretiyle bulanık sudan balık tutmaya ve kendi çıkarlarını karşılamayı çalışıyorlar.”
İran İnsan Hakları Komitesi Uluslararası İşler Yardımcısı Dr. Kazım Garibabadı bu bağlamda şöyle diyor:
“Batı, İslam’ın insan hakları ile hiçbir alakası yokmuş gibi göstermeye ve bu meseleyi yaymaya çalışıyor. Tabii bu bir iddiadan ibarettir. İnsan hakları, İslam’da derin kökleri var ve 1400 öncesine dayanıyor.”
Ve İran İnsan Hakları Komitesi Sekreteri Muhammed Cevad Laricani’nin tabiriyle insan hakları, ABD, Batı ve BM’nin iyi niyetle sunduğu bir hediye değil. İnsan hakları üzerine her yerden ziyade ABD’de gidilmeli.
AB’nin de pazartesi günü İran’da insan hakları ihlali ile ilgili yaptığı açıklama da her zaman gördüğümüz iddiaların tekrarından ibarettir ve alışılmadık bir durum sayılmaz.