Petrol üretimini arttırmak; Arabistan’ın İran’a karşı yeni oyunudur
Amerika’nın popülist Başkanı Donald Trump’ın Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesi ve ABD’nin İran’a karşı tek yanlı illegal yaptırımları yeniden uygulayacağını açıklamasının üzerinden bir aydan fazla bir süre geçiyor.
Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya başlayacağı ay olan Kasım ayına daha bir süre kaldığı halde, Tahran yönetiminin ham petrol üretimi ve ürettiği petrolün ihracat seviyesinde şimdilik herhangi bir değişiklik olmadığı gözleniyor. Ancak bu arada düşmanların İran’a yönelik propagandaları ve provokatif yayınları ve haberleri yavaş yavaş hız kazandığı gözleniyor.
Aslında düşmanların bu tür haberleri yaymalarının amacı, İran’ın iç arenasında umutsuzluk atmosferini sistematik bir şekilde hakim kılmaya yöneliktir. Bu arada ve söz konusu olumsuz atmosferi hakim kılma yönünde start alan yeni senaryolardan biri, Suud rejiminin petrol piyasalarında hareketleri ve İran İslam Cumhuriyeti nizamına baskı uygulama çerçevesinde Amerika ile işbirliği yapmaya başlamasıdır.
Bu çerçevede Suud rejiminin enerji Bakanı Halid El Falih, petrol ihraç eden ülkeler kurumu OPEC üyelerinin dünya petrol piyasalarına arz kaygısını gidermek için üretimlerini tedrici bir şekilde arttırmak istediklerini ileri sürdü.
Suud Bakan bunu söyledi söylemesine ama, bu senaryo ne kadar gerçekçi? Asıl bunu irdelemek gerekir.
Aslında Suud rejimi 2016 yılına kadar İran İslam Cumhuriyeti’nin ekonomisine darbe vurmak için petrol fiyatlarını düşürme politikasını büyük bir ciddiyetle takip ediyordu. Ancak ne var ki bu garez-kar politika İran’dan ziyade en başta Suud rejiminin kendisini vurdu ve Riyad yönetimi 100 milyar dolar gibi büyük bir bütçe açığı şoku ile karşılaştı ve bu yüzden OPEC zirvesinde, üye olan ve olmayan ülkelerle birlikte üretim tavanını düşürme kararına evet demek zorunda kaldı. Rusya da OPEC dışı petrol üreten en büyük ülke olarak OPEC’in bu kararına eşlik edeceğini açıkladı.
İran’ın OPEC’teki temsilcisi Hüseyin Kazımpur Erdebili bu konuda yaptığı açıklamada, hali hazırda petrol piyasalarında arz durumunun ideal düzeyde olduğunu ve OPEC üyeleri üretim tavanı ile ilgili son kararına yıl sonuna kadar bağlı kalması gerektiğini belirtti.
İran’ın OPEC’teki temsilcisi Erdebili ayrıca, İran İslam Cumhuriyetinin Venezüella ve Irak’la birlikte Arabistan ve Rusya’nın desteklediği üretim tavanını arttırma önerisini OPEC’in önümüzdeki günlerde düzenlenecek zirvesinde veto edeceğini vurguladı.
Aslında bu konuda henüz kesin karar alınmış değil ve bu önerinin detayları OPEC oturumunda ele alınması bekleniyor. OPEC’in gelecek zirvesi 22 ve 23 Haziran tarihlerinde düzenleniyor. Ancak şimdiden kesin olan şu ki bu önerinin hiç bir iktisadi gerekçeye dayanmıyor ve tamamen siyasi saiklerin çerçevesinde ileri sürülüyor.
Bu arada ABD Başkanı Donald Trump’ın, Bercam nükleer anlaşmasından çekildiğini açıklamadan önce Suud rejiminden İran’ın yaptırımların yüzünden azalması beklenen ham petrol ihracatının yerini doldurmak üzere ham petrol üretimini arttırmasını istediği bazı raporlar yayımlandığı da belirtilmelidir.
İran’ın OPEC işleri eski Başkanı Cevad Yarcani bu konuda yaptığı açıklamada, petrol diplomatlarının OPEC zirvesinde İran’ın petrol ihracatının azalması ihtimalinden hareketle hiç bir şekilde üretim tavanının yükseltilmesine müsaade etmemeleri gerektiğini belirtiyor. Yarcani, İran’ın düşük petrol fiyatlarına karşı gücü ve ayrıca enerji alanında çok yönlü güçlü diplomasisi, bu zorlu dönemi geride bırakmak için en önemli imkanları olduğunu kaydediyor.
Bundan önce İran petrol Bakanı Bijen Namdar Zengeni de bazı OPEC üyeleri ve yine OPEC üyesi olmayan ülkelerin üretim tavanını arttırma yönünde açıklamalarına gösterdiği tepkide, hiç bir ülke OPEC’in sözcüsü olmadığını ve bu kurumda kararların tüm üyelerin görüş birliği ile alındığını belirtti.
Şimdi ise akla gelen soru, OPEC içinde ve dışında yer alan hangi ülkelerin geçmişteki hataları, yani üretimi arttırma ve petrol fiyatlarını anormal biçimde düşürme gibi yanlışları tekrar edecekleri sorusudur. Oysa petrol piyasalarına talebin üzerinde arz etmenin ve fiyatların yeniden düşmesinin esas kazanan tarafı üretici ülkeler değil, ham petrol tüketicisi olan ülkelerdir.
Amerika’nın Bloomberg sitesi ise bu konuyu şöyle değerlendirdi: Görünen o ki Arabistan petrol Bakanı Halid El Falih selefleri 2011 yılında OPEC’ten yedikleri darbeyi bir kez daha yemeye hazırlanıyor ve Arabistan’ın dönem petrol bakanının OPEC tarihinin en kötü zirvesi olarak adlandırdığı zirvenin bir kez daha tekrarlanacağı anlaşılıyor.