Riyad toplantısı; “Suudi-Siyonist-Amerikancı” bir fitne
Arap-Amerikan toplantısı 17 İslam ve Arap ülkesi lideri ve ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bugün düzenlendi. Trump’ın Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında düzenlenen toplantıda belli hedeflerin takip edildiği ifade ediliyor.
Bugün Riyad’da düzenlenen Arap-Amerikan toplantısı ise farklı tepkilere neden oldu.
Irak Ulusal İttifakı Başkanı Ammar Hekim dün gece Riyad toplantısına gösterdiği tepkide, bölgesel cepheleşme konusunda uyarıda bulundu.
Dünyanın halihazırda bölgesel ve uluslararası ilişkilerin gerilmesi değil,bütün taraflarla dengeli ilişkilere ihtiyaç duyduğunu ifade eden Hekim, bölgede çatışma ve savaşın hiçbir ülkenin lehine olmadığını ve bölge ülkeleri arasında saygı ilkesinin dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi.Irak Sadr Grubu Lideri Mukteda Sadr da ABD’lilerin güvenilmez olduğunu hatırlatarak, bazı Arapların ABD Başkanı Donald Trump ile bir çatı altında toplanmalarını iğrenç bir girişim olarak niteledi.
Daha önce da İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’a Arap-Amerikan toplantısına katılmak üzere yapacağı ziyaretine dikkat çekerek, bunun Siyonist bir komplo olduğunu ve Tel-Aviv ile ilişkilerine göre, Riyad’ın bu toplantıya başka bir isim koyarak, bu ilişkinin üstünü örtmeye çalıştığını kaydetti.
Amerikan-Arap toplantısına evsahipliği yapan Suudi Arabistan’ın Batı Asya bölgesinde önemli siyasi gelişmelerin yenilen tarafı olduğunu unutmamak gerekiyor. Ayrıca Suudi Arabistan, Yemen’deki cinayetleri ve bu ülkeye karşı açtığı savaş yüzünden darboğaza girmiştir. Bunun yanısıra, çocuk katili Siyonist rejim ile Suudi rejim ilişki kurmuştur.
İslam dünyasının birinci düşmanı sayılan işgal rejimi de, Arapları İran’ın karşısına almaya çalıyor.
Bu yaklaşıma göre, Riyad toplantısı, Siyonist bir komplodan ibarettir, ancak Suudi Arabistan, bu konu ve İsrail ile ilişkilerinin üstünü örtmek için bu toplantıya Arap-Amerikan toplantısı ismi vermiştir.
İsrail gelinen noktada hem Riyad ve hem Washington ile belli amaçlar için bir ilişkisi var, işgal rejimi ABD ve Araplar’ın bir kısmının kapasitesinden yararlanmak suretiyle, Ortadoğu’da İran karşıtı hedeflerini takip ediyor. Riyad toplantısında Arap ittifakı planının ele alınması da bu çerçevede değerlendirilebilir ve İranofobiden başka bir hedefi yoktur.
Bölgede yapay bir kutuplaşma ve cepheleşme ve Arap ve İslam ülkeleri arasında anlaşmazlık çıkarma çabaları, bölgenin lehine olmadığı gibi, bölgesel barış ve güvenliğin tesisine de hiçbir katkı sağlamaz.
Ancak ABD, Suudi Arabistan ve İsrail rejimi, bölgenin güvenliğine zarar veriyor ve girişimlerinin sonucu bölgede terörizm, şiddet ve insanların katliamı artmıştır. Bu şartlar altında, Riyad toplantısının düzenlenmesi, yanlış adres vermekten başka bir şey değil.
ABD ve Suudi Arabistan’ın terörle mücadeledeki çifte politikası, Suriye ve Irak’ta her gün insanların katliamına sebebiyet vermiştir. Amerikan yapımı misket bombalar, Suudi Arabistan tarafından Yemen’de masum insanlara karşı kullanılırken, Siyonist rejim de Suriye’de teröristler ile işbirliği yapıyor, ayrıca Suudi Arabistan ile birlikte Yemen’deki cinayetlere ortaklık ediyor.
Ortadoğu’daki güvenlik sorunlarının temelinde, Suudi Arabistan’ın yıkıcı politikaları, bölge gerçeklerinin ters yüz edilmesi ve ABD ve İsrail’in bu politikaları desteklemesi yatıyor.
Mevcut gerçeklere göre, bölge ülkeleri “Suudi-Siyonist-Amerikancı” fitnesinin tuzağına düşmemeleri için uyanık olmalılar.