Robert Einhorn: İran’ın Bercam anlaşmasını ihlal ettiğine dair hiç bir işaret ve delil yoktur

30 Kasım 2016
0 yorum
924 kez görüntülendi.

Brookings müessesesi uzmanlarından ve İran ve 5+1 grubu arasında yaşanan müzakerelerde yer alan Robert Einhorn nükleer silahsızlanma konferansı üçüncü hazırlık oturumunda Bercam nükleer anlaşmasına işaret ederek, İran’ın gizli nükleer faaliyet yürüttüğü veya Bercam anlaşmasını ihlal ettiğine dair hiç bir işaret ve delil bulunmadığı halde Washington’da Bercam anlaşmasına muhalefetlerin hala devam ettiğini belirtti.

Aslında Amerika’da bazı çevrelerin Bercam nükleer anlaşması ile ilgili anormal açıklamaları, tamamen propagandaya yönelik açıklamalardır, çünkü bu açıklamaların ardında güdülen başka hedefler yer almaktadır. Amerika’da Bercam anlaşmasını eleştiren bazı çevreler, anlaşma İran’a konvansiyonel olmayan nükleer faaliyetlerini sürdürme imkanı sağladığını ileri sürüyor. Bercam karşıtları Amerika’da bu bahane ile kongreye amacı anlaşmayı bozguna uğratmak olan bir dizi yasa tasarısı ve kararname taslağı sunuyor.

Aslında NPT anlaşması ve asla gerçekleşmeyen hedefleri gözden geçirildiğinde dünyada asıl nükleer tehdidin hangi ülkeler olduğu daha iyi anlaşılır. Amerika İran’ı barışçıl nükleer anlaşmadan mahrum bırakmak için yürüttüğü kampanyanın ardında saklanıyor oysa bu ülkenin açıklanan 9 bin nükleer silahı bulunuyor ve bunların büyük bir bölümü Amerika’nın Avrupa’daki üslerinde bulunuyor. Amerika dünyada nükleer silah kullanan tek devlettir. Amerika yaklaşık bir yıl önce de Nevada eyaletinde yeni bir nükleer silah denedi. Amerika’nın yeni nükleer bombası B 61’in dört versiyonu olduğu, bunlar 3, 4, 7 ve 10 numaralı versiyonları olduğu ve yeni bomba yani B 61-12’nin eski nükleer bombaların yerine alması beklendiği ifade ediliyor. Bu bombanın 2020 yılında seri imalatına geçileceği belirtiliyor.

Aslında nükleer silahların üretimi, depolanması ve yayılmasının yasaklanması ile ilgili tartışmalar ilk kez 1957 yılında başladı. Ancak şimdiye kadar dünyada nükleer silahsızlanma üzerinde nihai anlaşma sağlanamamasının asıl sebebi, nükleer silahı olan ülkelerin nükleer silahsızlanma anlaşmasına ve ayrıca nükleer deneme yasağına ve yine nükleer silahların geliştirilmesini yasaklayan konvansiyona bağlı kalmaması ve özellikle başka ülkelerle barışçıl nükleer enerji alanında işbirliği yapmamalarıdır.

Bugün NPT anlaşması ile ilgili bir çok önemli konu gündemde olduğu halde bu konular İran’ın nükleer meselesi gibi marjinal ve saptırıcı konular gündeme getirilerek etkilenmeye çalışılıyor.

Gerçekte İran UAEK üyesi ve NPT anlaşmasının imzalayan bir devlet olarak hem bu anlaşmaya ve hem UAEK tüzüğüne tamamen bağlı kalmış bir devlettir ve bu alanda suçlanabilecek son devlet de sayılır. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti bu alanda suçlu konumunda değil, davacı konumundadır. Oysa Amerika ve nükleer silah sahibi olan başka ülkeler dünyada nükleer silahların tehlikesi konusunda en büyük kaygı unsurları sayılır.

Bundan başka İran İslam Cumhuriyeti Ortadoğu bölgesinin nükleer silahlardan arındırılması yönünde öneride bulunan bir ülkedir. Bugün korsan rejim İsrail Amerika ve Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinin açık gizli destekleri ile nükleer silah fabrikalarını geliştirmiş ve Ortadoğu bölgesinde nükleer silahı bulunan tek rejimdir. Bazı kaynakları bu rejimin nükleer başlık sayısını 200 ila 400 kadar tahmin ediyor.

Ancak buna rağmen Amerika ve Batılı müttefikleri hala İran’ın barışçıl nükleer programını tehdit gibi göstermeye çalışıyor. Oysa İran İslam Cumhuriyeti uluslararası camiada güven duygusunun geliştirmek amacıyla Bercam nükleer anlaşmasına imza attı ve böylece hiç bir zaman nükleer silah peşinde olmadığını ve olmayacağını ortaya koydu. İran ayrıca şimdiye kadar ileri sürülen iddiaların da tümüyle yalan olduğunu ispat etti. Ancak Amerika ve nükleer silahlara askeri doktrinlerinde yer veren ülkeler NPT anlaşmasının uygulanmasını istemiyor ve bunun için de Bercam nükleer anlaşmasını kendi dayatmaları için bir malzeme olarak kullanmaya çalışıyor.