Ruhani: ABD’nin Öfkesiyle Füzelerimizin Kıymetini Daha Fazla Anladık
Cumhurbaşkanı Ruhani, 8 yıllık dayatma savaşının zor günlerde kendi ayakları üzerinde durmayı öğrendiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bugün Kutsal Savunma Haftası’nın ilk gününde Silahlı Kuvvetler birliklerince düzenlenen geçit merasiminde yaptığı konuşmada, 8 yıllık Kutsal Savunma döneminin her zaman için yaşayacağını çünkü yollarına ışık tutan bir kılavuz olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı, 8 yıllık dayatma savaşının zor günlerde kendi ayakları üzerine durmayı ve Rehberliğin emir altında olmayı kendilerine öğrettiğini belirterek birlik ve beraberlik olup, fedakarlık yapmakla nihai zafere ulaşılacağı temennisinde bulundu.
Yetkililer ve birbirlerine güvenmeleri gerektiğini ifade eden ruhani, girişim, fedakarlık ve iman ile nihai zafer elde edeceklerini vurguladı.
Savaşın bir işaret ve bahane ile başladığını ve o da, İran ile Irak arasında iki taraflı bir anlaşmanın çiğnenmesi olduğunu söyleyen Ruhani, Saddam rejimin saldırının kendilerince Irak ve kendisi için 1975 anlaşmasının iyi bir anlaşma olmadığı bahanesiyle başladığını, oysa bu anlaşma için uzun süre müzakere yapıldığını ve Saddam’ın bizzat bu anlaşmayı imzaladığını, bu savaşın anlaşmanın kameralar önünde yırtmasıyla başladığını ve ardından da kalleş saldırılara geçtiğini kaydetti.
İranlı diplomatların sağlam mantığı karşısında boyun eğen Amerikan yönetiminin Saddam rejiminin olayının aynısı 12 yıl sonra tekrarladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Ruhani, hiçbir uluslararası anlaşmaya saygı duymayan zatın BM Güvenlik Konseyi’nce onaylanan nükleer anlaşmadan çekilerek, yükümlülüklerini ihlal ettiğini vurguladı.
Amerikan yetkililerine seslenen Ruhani, bugün artık vekaletin savaşının olmadığını, ABD’nin doğrudan İran halkı karşısında durduğunu ve yükümlülüklerini çiğnemeye başladığını ifade ederek, ilk aşamada İran milletinin ABD’yi hayal kırıklığına uğrattığını nitekim, savaşın ilk günlerinde ordu, devrim muhafızları, gönüllü güçler ve güvenlik güçlerinin Saddamlar’ı hedeflerine ulaşma noktasında yeise düşürdüğünü kaydetti.
Saddam rejiminin saldırısının görünüşte 1975 anlaşması ve aslında İslam İnkılabı ve Nizamı’nı yok etmek için olduğu gibi, Trump’ın da yaptığının görünüşte nükleer anlaşmadan çekilmek ancak esas amacının İslam İnkılabı ve Nizamı’na darbe vurmak olduğunu belirtti.
Saddam’ın 8 yıl süren savaşta dünya ve bölgenin tüm büyük güçlerinin desteğine rağmen kendi hedeflerine ulaşmadığı gibi İran milletinin daha da güçlendiğini ve savaşta zafer elde ettiklerini vurguladı.
Topraklarını işgalcilerden aldıklarını ve BM ve Güvenlik Konseyi’nin da Saddam’ı savaşı başlatan taraf olarak tanıdığını söyleyen Ruhani, Saddam’a yardım eden tüm ülkelerin daha sonra pişman olup, kendi cinayetlerini itiraf ettiklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, aynı olayın Trump ve ABD’nin başına geleceğini ifade ederek, 8 yıllık savaşta direnip, düşmanı imha ettikleri gibi bugün da başlatan taraf kendilerinin olmadığını, ABD’nin İran’ı nükleer anlaşmadan çekilmek için öfkelendiren komplolar tezgahlamış olmasına rağmen İran İslam Cumhuriyeti’nin ağırbaşlılığı ve tedbirinin bu oyunu bozduğunu vurguladı.
Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesini bölgedeki bir iki devlet ve rejimden başka hiçbir devlet ve milletin desteklemediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı, bugün hukuki ve ahlaki olarak kendilerinin zafer elde ettiklerini, İran’ın ABD aleyhinde Uluslararası Lahey Adalet Mahkmesi’nde dava açması için çok öfkeli olduğunu, mahkemenin kararı ne olursa olsun kendi yükümlülüklerine bağlı olup, uluslararası kurallara saygı duyduklarını söyledi.
ABD’nin İran’a karşı psikolojik ve ekonomik savaş başlattığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, bu savaşın sonunun 8 yıllık savaştan daha güzel olacağını ve İran milletinin bu tarihi dönemeci başarıyla geride bırakacağını belirtti.
Bu psikolojik ve ekonomik savaşı ABD’nin kaybedeceğini ve İran milletinin kazanacağını söyleyen Ruhani, Amerikan yetkililerinin İran karşıtı sözlerine dikkat çekerek, “onlar savunma amaçlı silahlarımızı bırakmamızı istiyorlar, nükleer anlaşmaya dönmek için füzelerimizden vazgeçmemizi ve kendilerince bölge işlerine müdahalemize son vermemizi istiyorlar. Ancak İran ne savunma silahlarından vazgeçecek ne de savunma kabiliyetlerinden. Her geçen gün savunma gücümüzü güçlendireceğiz. Sizin füzelerimizden öfkenizin anlamı şudur ki en etkin silahımız füzelerimizdir. O zaman sizin sözlerinizle bugün füze gücümüzü daha da geliştireceğiz.” açıklamalarında bulundu.