Ruhani: Bölgedeki terörizmin kökeni Amerika ve Siyonist rejimdir
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Sistan Beluçistan ilinde intihar saldırısı sonucu hayatlarını kaybeden Devrim Muhafızları ile ilgili olarak, ‘’Bölgedeki terörizmin kaynağı Amerika ve Siyonizmdir. Petrol ihracatçısı bazı bölge ülkeleri de teröristlere mali destekler yapmaktalar’’ dedi.
İran-Rusya ve Türkiye liderlerinin Soçi’de düzenlenecek üçlü zirvesine hareketinden önce Tahran’da açıklamada bulunan Ruhani, bu tür saldırıların halkın üzerinde etkisi olmayacağını ve büyük güçlere karşı boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak, “Şehitlerimizin dökülen kanının hesabını bu kiralık örgütlerden alacağız.” dedi.
Ruhani, “Komşularımıza yasal ve iyi ilişkilerin gerektirdiği görevleri yerine getirmelerini tavsiye ediyoruz. Topraklarının komşu ülkelere karşı kötü amaçlar için kullanılmasına izin vermemeliler. Eğer onlar teröristleri engelleyemiyorsa, yasalara ve uluslararası sözleşmelere göre gereğini yapma hakkımızın olduğu açıktır ve bu hakkımızı kullanacağız.” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in daveti üzerine 4. Liderler zirvesi için Soçi’ye gittiğini belirten Ruhani, zirvede Astana süreci çerçevesinde bölgesel meseleler ve özel olarak Suriye konusunun ele alınacağını belirtti.
“Terörist gruplar Suriye’de şiddetli darbeler yedi ve birçok bölgeden temizlendiler. Suriye’nin muhtelif bölgelerinde, ülkenin kuzeyinde ve Fırat’ın doğusunda hâlâ terör unsurları bulunuyor” diyen Ruhani, 3 ülkenin asıl hedefinin terörle mücadele olduğunu ve bunu devam ettireceklerini ifade etti.
Suriye’yle ilgili önemli bir meselenin de ülkedeki yabancı askeri güçler konusu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Ruhani, “Suriye yasal hükümetinin daveti üzerine orada bulunmayan ve izin almayan güçler bu ülkeyi terk etmelidir, özellikle de ABD güçleri. ABD, ilk baştan uluslararası sözleşmelere aykırı olarak Suriye’ye geldi ve orada işgalci güç konumundadır. Son açıklamalarında çıkmak istediklerini söylüyorlar, eğer doğru söylüyorlarsa bu iyi bir haberdir. Ancak ABD’nin sözlerine ve vaatlerine hiçbir zaman güvenemeyiz. Dünya da onların sözlerine itimat etmiyor. Çünkü ABD yönetimi her hafta ve her gün bir şey söylüyor.” dedi.
Yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesinin gündemlerindeki hedeflerden biri olduğunu aktaran Ruhani, “Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir, Suriye’nin tamamı Şam yönetiminin egemenliği altına girmelidir. Kendi vatandaşları olarak Kürtlerle konuşması gereken muhatap Şam hükümetidir. Suriye topraklarının bölünemeyeceği ve Suriye’nin hiçbir bölümünün başka bir ülkenin egemenliği altına giremeyeceği hususu sürekli vurgulanan bir husustur.” ifadelerini kullandı.
Mültecilerin evlerine dönmesi ve Suriye’nin yeniden imarının da önemli konular arasında yer aldığını ve 3 ülkenin de hedefi olduğuna dikkati çeken Ruhani, anayasanın hazırlanması ve bunun için komite oluşturulmasının da üçlü zirvede ele alınacağını kaydetti.
Türkiye, İran ve Rusya’nın bölgesel meselelerin çözümü için geliştirdiği modelin çok iyi bir model olduğunu ifade eden Ruhani, bölge sorunlarının bölge ülkeleri tarafından çözülmesi gerektiğini, Astana sürecinin bu anlamda çok iyi bir örnek olduğunu ifade etti.
Zirvenin verimli geçmesini temenni eden Ruhani, ‘’Bu süreçte BM ve BM Genel Sekreteri ile de temas halindeyiz. Bazı konuları konuşup mutabakata varabilmeyi ve bu adımları Suriye’de güvenlik tesis edilene kadar devam ettirmeyi ümit ediyoruz.” dedi.
Suriye’nin geleceğinin Suriye halkı taafından belirlenmesi gereğinin altını çizen Ruhani, Suriye’de barış, istikrar, emniyet ve demokrasiye en kısa sürede şahit olmayı temenni ettiklerini söyledi.
Ruhani zirvede üçlü görüşmelerin yanında Rusya ve Türkiye Cumhurbaşkanları ile ikili görüşmelerde de bulunacaktır.