Rusya’dan Ankara ve Şam ihtilaflarının diyalog yolu ile çözümüne vurgu
Rusya, Suriye olaylarının temel oyuncularından biri olarak Türkiye’nin kuzey Suriye’ye saldırısına tepkili. Suriye’nin yasal hükümetinin müttefiklerinden olan Rusya, Şam trafından izni olmayan yabancı güçlerin Suriye topraklarını terk etmesi ve de Suriye toprak bütünlüğü ve milli hakimiyet hakkının altını önemle çiziyor.
Moskova Ankara’nın güvenlik endişelerini anladığını vurgularken, fakat Suriye merkezi yönetiminin ülke sınırları içindeki bölgelere hakimiyeti ve toprak bütünlüğünü vurguluyor.
Türkiye’nin, Suriye krizini siyasi yollardan çözümlemeyi amaçlayan Astana süreci üyelerinden biri olması, ayrıca Rusya’nın hem Türkiye ve hem Suriye ile geniş ilişkileri olması nedeni ile Moskova yetkilileri, mevcut ihtilafların çözümlenmesi bağlamında Ankara ve Şam arasında müzakerelerin başlama zaruretine vurgu yapıyor.
Bu bağlamda Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrof yaptığı açıklamada, “Biz Türkiye’nin sınırları ile ilgili güvenlik endişesini anlıyoruz ve aynı zamanda endişelerin Şam ve Ankara arasındaki anlaşma yani 1998 Adana anlaşması çerçevesinde ele alınmasını vurguluyoruz.” dedi.
20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan Adana anlaşması uyarınca Türkiye ve Suriye, terörist grupların karşılıklı topraklara girmesini engellemeyi taahhüt ederken Türkiye ordusuna terörist grupları bastırma zarureti nedeni ile Suriye topraklarına ancak 5 km girebilme izni verildi.
Burada dikkat edilmesi gereken konu ise Adana anlaşması gereğince Suriye teröristlerin Türkiye topraklarına girmesini engellemek için mecburen askeri güçlerini ortak sınırda konuşlandırması gerekiyor. Bu yüzden Suriye ordusunun ortak sınırlarda konuşlanması ile artık Türkiye ordusunun Suriye topraklarına girmesine gerek kalmayacaktır.
Şam ülkede iç savaş ve krizin başlaması ardından her zaman Türkiye’yi söz konusu anlaşmayı suiisitmal etme ve ülkenin içişlerine müdahale etmekle suçlamıştır. Adana anlaşması maddelerinin gerçekleşmesi, pratikte Türkiye’nin terörist gruplara silah ve lojistik destek vermesi ve 2011 yılından itibaren Suriye topraklarını terörist gruplarca işgal etmesi ile pratikte durdu.
Aslında bu anlaşma ancak iki ülke arasındaki ortak sınırın önceki duruma dönmesi ve Ankara’nın Adana anlaşmasına bağlı kalması halinde gerçekleşebilir. Ankara ayrıca teröristlere desteği de kesmeli ve askeri güçlerini Suriye topraklarından çıkartmalı. Böylece Ankara ve Şam bir kez daha ortak sınırların güvenliğini garantileyen bu anlaşmayı yürürlüğe koyabilirler.
Fakat bu alanda da başta Amerika’nın sabotajları olmak üzere bazı engeller söz konusudur. Trump Suriye’nin kuzey sınırı boyunca 20 km derinlikle bir güvenli bölgenin oluşmasına destek veriyor halbuki Adana anlaşması uyarınca bu mesele asla sözkonusu olmamıştır.
Moskova Amerikalıların Suriye’deki girişimlerinin sadece bu ülkede istikrarsızlık ve güvensizliği yoğunlaştırdığı ve güvenlik sorunun çözmekte hiçbir yardımı olmadığının farkındadır. Üstelik Washington Suriye’nin yasal hükümeti ve cumhurbaşkanı Beşar Esad’a bir düşman olarak yaklaşıyor; bu yüzden Suriye’nin kuzey doğu ve kuzeydeki Kürt bölgelerinde yaşanan zor durumun çözülmesine dair her türlü girişim ve öneriye karşı çıkıyor.
Şimdi Rusya Ankara ve Şam arasında arabulucu rolü oynamaya ve böylece iki taraf arasındaki gerginliği azaltmaya ve Suriye toprak bütünlüğüne ve milli hâkimiyetine saygı duyan bir çözüm yolu bulmaya çalışıyor.
Tabi bu arada Rusya üst düzey yetkilileri Suriye’de yasa dışı olarak bulunan askeri güçlerin bu toprakları terk etmeleri gerektiğini de vurguluyor.
Nitekim Putin de ” başka bir ülkede yasadışı olarak bulunan her ülkenin, o ülkenin topraklarını terk etmesi gerektiğini, Suriye konusunda da yabancı güçlerin bu ülkeyi terk etmesi gerektiğini, bu konunun tüm ülkeler için geçerli olduğunu” söyledi.
Böylece Moskova Türkiye güçlerinin bir an önce Suriye topraklarını terk etmesini istedi./