Suriye: Bu Vahşet Sadece Nusra’nın Değil, Onu Destekleyen Türkiye ve Suudi Rejimlerinin’de Üstünde Bir Lekedir
Suriye silahlı terör örgütlerin son olarak Cisreşşuğur Kasabası ve İştabrak Beldesine ilaveten daha önce İdlib Kenti, Keseb Kasabası ve Halep’e bulundukları saldırıların Türkiye ordusunun lojistik ve yoğun ateş desteği ile olmasıyla bunların Türkiye’nin Suriye ve halkına yönelik direk bir saldırı niteliği taşıdığını belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiği eş iki mektupta Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı; silahlı terör örgütlerin Türk ordusunun desteği ile bulundukları bu saldırıların, Türkiye hükümetinin teröre destekte açık ve aleni rolüne yeni bir kanıt teşkil ettiğini belirtti. Aynı zamanda BM’de üye egemen ve bağımsız bir devletin içişlerine müdahale ettiğine de delil teşkil ettiğinin altını çizdi.
Mektupta Suriye; Türkiye’nin Suriye ve halkına yönelik bu düşmancı saldırılarına son verme, failleri ve destekçilerinin cezalandırılmasında Güvenlik Konseyini görev ve sorumluluğunu üstlenmesini talep etti. Bu saldırıların bölge ve dünya güvenliğine büyük bir tehlike teşkil ettiğini belirten Suriye; terörle mücadeleye ilişkin uluslar arası kararları açık bir şekilde ihlal etmesi ve Suriye’ye düşmanca saldırılarda bulunan Türkiye rejimine karşı caydırıcı acil icraatlar almasını talep etti.
Mektubunda Türkiye rejiminin dört yıldan fazla bir süredir muhtelif adlandırmalar altındaki terör örgütlere takdim ettiği değişik desteğin yanı sıra dünyanın her yerinden akın eden terörist sürülerinin Suriye’ye girişlerini desteklemesi yönünde daha önce gönderdiği mektuplara dikkat çeken Suriye; son olarak Türkiye rejiminin İdlib Kenti, Cisreşşuğur ve İştabrak Beldesine girmelerinde Türkiye rejiminin açık ve direk desteğine ışık tuttu.
Suriye; Türkiye rejimi tarafından eğitilip en modern silahlarla donatılmaları ardından Kaide Örgütünün Suriye kolu olan Nusra Cephesinin de aralarında bulunduğu terör örgütlerin İdlib Kenti, Cisreşşuğur Kasabası ve İştabrak Beldesinde masum sivillere karşı bulundukları katliamlar ve vahşetlere vurgu yaptı. Bu terör çetelerinin iki gün önce İştabrak Beldesinde geneli kadın ve çocuklardan 200’e yakın masum sivil vatandaşın kafalarını vahşice kestiklerine dikkat çeken Suriye; masum sivillerin cesetlerini arazilerde kanlar içinde bıraktığını ifade etti.
Nusra Cephesinin masum sivillere karşı bu vahşetinin sadece kendisinin değil, aynı zamanda Türkiye, Suudi Arabistan Katar ve onları destekleyen diğer rejimlerin de vahşetlerini net bir şekilde somutlaştırdığının altını çizen Suriye; Suriye hükümetinin kurban giden masum sivillere ilişkin verileri Güvenlik Konseyine takdim edeceğini vurguladı.
Türk istihbarat subaylarının Suudi Arabistan ve Katar’ın desteği ile Suriye sınırları yakınlarında ileri bir konumda ileri düzeyde bir merkez kurup yaklaşık 5 bin yabancı teröristin Suriye’ye girişlerini kolaylaştırmak için askeri ve lojistik destek takdim ettiklerinin belirtildiği mektupta; bu teröristlerin hemen hemen tamamının Güvenlik Konseyinin terör örgütleri listesinde yer alan Nusra Cephesine tabi olduğunun altı çizildi. Mektupta Nusra Cepheli bu teröristlerin günler süren füze yağmuruna tutmaları ardından Cisreşşuğur Kasabasını bastıklarını, kimi ailelerin tüm fertlerinin aralarında bulunduğu onlarca sivil insanı katlettiklerini, binlerce vatandaşın da evini barkını terk edip boş arazilere kaçmalarına yol açtıklarının altı çizildi.
Türkiye hükümetinin Halep Kentinin yıkılması amacıyla geçmişte ve şimdi binlerce teröristi eğitme, silahlarla donatma ve müttefikleriyle birlikte finanse etmeye çabaları harcadığının ifade edildiği mektupta; Halep ahalisini tehcir etme ve kenti ele geçirmek amacıyla bulunduğu planlara işaret edildi.
Terör örgütleri ve destekçilerinin Suriye’de masum insanlara karşı işledikleri katliamlara vurgu yapılan mektupta; uluslar arası kanun ve kararlar kapsamında bu katliamların savaş suçu niteliği taşıdığını, faillerinin yanı sıra destekçileri, finansmanları ve provokatörlerinin cezalandırılmasını gerektiğinin altı çizildi.
Nusra Cephesinin başlarında yer aldığı terör örgütlerin Cisreşşuğur ve İştabrak’a ilaveten daha önce İdlib, Keseb ve Halep’e vahşi saldırılarının Türkiye ordusunun ateş ve lojistik desteği ile gerçekleştirildiklerine dikkat çekilen mektupta; tüm bunların Suriye’ye aleni ve düşmancı bir saldırı niteliği taşıdığı ifade edildi.
Türkiye rejiminin bu saldırılarının Güvenlik konseyinin terörle mücadele konulu 2170, 2178, ve 2199 sayılı kararlarına net bir ihlal teşkil ettiğine dikkat çekilen mektupta; Suriye’nin Güvenlik Konseyinden Türkiye rejimini Suriye ve halkına yönelik saldırılarına son vermesini bir kez daha talep etti.