Suudi Rejimi Yemen’de Tekrar Okul Ve Yerleşim Bölgesi Vurdu
Suudi rejimi savaş uçakları Yemen’e tecavüzlerinin devamında Saade kentinde bir okulu daha hedef aldılar.
Yemen el-Mesire televizyonunun bildirdiğine göre Arabistan ordusu savaş uçakları dün Saade eyaletinin Sehar şehrinde Alı Okab bölgesinde bir okulu hedef alarak bombardıman ettiler. Bu saldırı sonucu okulda ve çevre binalarda büyük hasarın meydana geldiği bildirilmekte.
Suudi rejimi savaş uçaklarının ayrıca Sehar şehrinde bir petrol ofisi ile başkent Sana’da iki ayrı bölgeyi de bombaladıkları açıklandı.
Suudi rejimi ordusunun Yemen sınır bölgelerini topçu birliği ile hedef aldıkları ve bu saldırılarda 4 Yemenli kadının yaşamını yitirdiği bir çoğunun da yaralandığı bildiriliyor.
Suudi rejiminin Yemen’e saldırısında şimdiye kadar bu ülkede yüzlerce okul, hastane, konut ve çarşı tahrip olmuştur.
Öte yandan Yemen Medeni Toplum Kuruluşları Birliği Suudi rejiminin, okul ve sivil yerleşim bölgelerine yönelik yaptığı saldırıları şiddetle kınadı.
Yemenli kadın ve çocukların katliam edilmesi, ülkenin alt yapısının tahribi, ülkede fakirlik ve gıda krizinin şiddet kazanması Yemen’de Suudi rejimi cinayetlerinin sadece küçük bir bölümünü oluşturuyor. Yemen halkı özellikle de çocukların hayatlarını kaybetmelerine neden olan Yemen’e karşı uygulanan hava ve deniz ablukasını da bu cinayete eklemek gerekir. Bunun yanı sıra Suudi rejimi liderliğindeki koalisyon Dünya toplumu ve BM’nin ölüm sessizliği içerisinde Yemenli çocuklar ve kadınların katliamı amacıyla yasak salkumlu bombalardan yararlanmıştır. Yemen savaşında yasak silahların kullanımı aynı zamanda bu gibi silahların kullanımının engellenmesinde BM Teşkilatının içinde bulunduğu zaaf ve zavallılığı göstermektedir.
BM Teşkilatının bu konudaki geçmiş kara bilançosu göz önüne alındığında sözde dünya barışı ve güvenliğini sağlamak ve korumakla görevli bu teşkilatın Yemen halkına karşı sürdürülen acımasız, zalimane kıyım savaşı karşısında da hiç bir şey yapamayacağı zaten önceden beklenen bir meseleydi. Zira bu teşkilat ABD gibi büyük emperyalist devletlerin esiri olmanın yanı sıra aynı zamanda Suudi rejimi gibi Petro dolarları har vurup harman savuran ülkeler tarafından da rahatlıkla parayla satın alınabilmekte. Suudi rejimi kendi insanlık dışı davranış ve saldırılarına son vermesi gerekirken hatta kendine yönelik yapılan ufak çaplı eleştiri ve raporlara karşı tavır takınmakta. Nitekim BM Genel sekreteri Ban Ki Moon’un raporuna itiraz eden Suudi rejimi, BM’yi geri adım atmaya mecbur etmiştir.
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon raporunda Suudi rejimi ve ortaklarının Yemen’de çocuk cinayetlerinde bulundukları için Arabistan adının çocuk katilleri kara listesinde yer aldığını açıklamasının ardından Suudi rejiminin itiraz ve parasal yardımları keseceği tehditleri üzerine geçici olarak Arabistan’ı çocuk katili kara listesinden çıkardığını bildirmişti.
Ama acaba BM teşkilatının bu davranışı Yemen’le ilgili gerçekleri ört bas edebilir mi? Bir yılı aşkın bir zamandır tüm gücüyle ve kendi ortaklarının imkanlarıyla Yemen’de sivil yerleşim bölgeleri, okul ve hastaneleri bombardıman eden Arabistan’ın bu ülkede öldürdüğü bunca çocuğu nereye koyabiliriz? Bugün bir takım ülke ve uluslararası kurumları parayla satın alabilirler ama acaba halkların vicdanı uzun zamanda tüm bu cinayetler karşısında sessiz kalabilecek mi? Elbette ki beşeri toplum vicdanı, uluslararası kurum ve kuruluşların ve büyük güçlerin Yemen’de yaşanan cinayetler karşısındaki sessizliğini ve hatta destek vermelerini lanetleyecek ve asla affetmeyecek. Zira insanlık, bu cinayetlerde söz konusu ülke ve kuruluşları da cinayet ortağı olarak görüyor.
Yemen gelişmeleri Suudi rejiminin kendi amaçlarına ulaşamadığını, Yemen Ensarullah hareketini zayıflatma ve kendine bağımlı Abdu Rabbe mansur Hadi yönetimini tekrar iktidara getiremediğini göstermiştir. Savaş bölgelerinde de ağır hezimet alarak tüm dünya kamu oyu nezdinde rezil rüsvay konuma gelmiştir.
Yemen gelişmeler Suudi hanedanı rejiminin kendi oluşturdukları bataklığa saplanıp kaldıklarını gösteriyor. Bugün Suudi rejimi, Yemen savaşında kaybeden taraf olarak kabul ediliyor.