Suudi rejiminin Arabistan halkına yönelik zalimane politikaları sürüyor
Dikta Suudi krallık rejiminin Arabistan halkının temel hak ve özgürlüklerini ayaklar altına almış olması korkunç boyutlara ulaşmıştır.
İstibdadi Suudi hanedan rejimi İslam ve insanlık dışı uygulamalarla siyasi ve demokratik muhalefeti sürdüren insanları idam ve ağır hapis cezalara mahkum edip, işkence etmektedir. Arabistan halkı başta olmak üzere, Suudi hanedan rejiminin insan hakları ihlalleri bölge ve uluslar arası sivil toplum örgütleriyle insan hakları teşkilatları tarafından protesto edilmektedir. Avrupa insan hakları örgütü, Suudi hanedan rejiminin Arabistan vatandaşlarını ve siyasi mücadelecileri tutuklayıp hakkaniyet dışı yargısız infaz yapması ve idama mahkum etmesini eleştirdi.
Avrupa insan hakları örgütü yayınladığı bildirisinde, arabistan cinayet mahkemesi Yusuf el meşihesi 26 Temmuz 2015 günü yargıladığını, genel savcının iddianamesinde, elMeşihes’i protesto gösterilerine katılmak ve güvenlik güçlerinin açtıkları ateşle yaralananlara yardım etmek ve güvenlik güçlerine ateş açmakla suçladığını belirtti. dikta Suudi krallık rejimi 2016 yılı başlarından beri 90 Arabistan vatandaşını idam etmiştir. Kabileci Suudi rejimi 2015 yılında da 153 insanı idam edip, son 20 yılda işlediği cinayetlerde rekor kırdı.
Avrupa insan hakları örgütü, Suudi krallık rejiminin 2 Ocak 2016 tarihinde 47 insanı toplu olarak idam etti. Bunlardan bir arabistan Şii Müslümanların din alimi Şeyh Numr Bagır Elnumer’di. Şeyh Numer’in idamı İslam aleminde ve özgürlükçü dünya toplumu tarafından protesto edilip, lanetlendi. Sapık Vahhabi mezhebini Arabistan halkına dayatan Suudi hanedan rejimi 20 Nisan 2016 tarihinde ise siyasi tutuklu Yusuf El Meşihes’i gösteri yürüyüşlerine katılma ve yaralılara yardım etme suçundan idam etti. Sapık Vahhabi müftüler, krallık rejimini reddeden ve demokratik çoğulcu devlet düzenini isteyen kimseleri tekfir etmektedirler. Söz konusu müftüler vahhabiliği kabul etmeyen Eli Sünnet ile Şii Müslümanları da tekfir edip, kanlarının dökülmesine fetva vermektedirler.
İslam mezhepleri fakih ve müftüleriyle uluslar arası hukukçulara göre, Arabistan’a sulta kurmuş olan Vahhabi Suudi krallık rejiminin mahkemeleri adalet ve bağımsız ve tarafsız yargı sisteminden yoksun olup, Kralın emir kulu olarak çalışmakta ve bütün muhalifleri ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle Suudi krallık rejiminin yönetim yapısı, acımazlık, Şiddet ve taş kalplilik açısından tekfirci DAEŞ terör örgütüne ilham kaynağıdır. Hukukçularla insan hakları örgütlerine göre, Arabistan’daki yargı gücü siyasi erke bağımlı olup, İslam Şeriatıyla hukuk ilkelerine aykırı olarak adaletsiz bir şekilde muhalifleri tutuklayıp kolayca idam’a mahkum ediyor ve yargısız infazda bulunuyorlar.
Suudi krallık rejimi Amerika başta olmak üzere Batılı güçlerin kuklası olarak dikta rejimlerini sürdürüyor, petrol gelirlerini yağmalama, yolsuzluklar ve fesat yapma girişimlerine itiraz edenleri tutukluyor işkence ederek idama mahkum ediyor. Böylece halk arasında dehşet salıp, muhalifleri korkutup susturmaya çalışıyor. Bütün bu devlet terör estirme ve dehşet politikalarına rağmen, Arabistan halkı fedakarca demokratikleşme ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla sürdürüp, ortaçağ vahşetini salan krallık rejimini sarsmaya çalışmaktadır.
Vahhabi harici Suudi krallık rejimi Arabistan halkının bütün temel hakları ve demokratik devlet düzeninden mahrum bırakmıştır. Nitekim Arabistan’da halkçı ve demokratik düzeni temsil eden serbest seçimler, siyasi parti kurma ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri yasaktır. Buna ilaveten Arabistan’da basın hürriyeti adına hiçbir serbest basın faaliyeti yoktur. Suudi krallık rejimi insan haklarının açık ihlali odağına dönüşmüştür.
Suudi krallık rejimi Arabistan halkına şiddet ve terör estirmekle kalmayıp, selefi vahhabi tekfirci terör örgütleri olan El-kaide ve uzantıları olan DAEŞ, Nusra Cephesi, Ceyşul İslam, Boko haram, Taliban gibi, gerici ve vahşi terör örgütlerini de kurdurup, Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Libya, Yemen ve Nijerya gibi İslam ülkelerini kan gölüne çevirip, insanlık ve savaş suçu işlemekte, Siyonist rejime hizmet etmektedir.
Suudi krallık rejiminin asıl görevi, İslam ülkelerinde mezhep savaşları çıkarmak, fitne ve fesat yayarak İslam ülkelerini parçalamak ve yıkıma uğratmaktır. Bu nedenle Arabistan halkıyla birlikte İslam ve Arap ülkeleri kana susamış Suudi kabilesinin dikta rejiminin fitne ve belalarından emin değildir.