‘’Vergi vermeden yumurta mı yersiniz?” – Mahir Aras
Yüz altmış bir bin tavuk sadece bir şüphe için itlaf edildi ve canlı canlı yakıldı. Maalesef ülkemiz zalimlerin laboratuvar ortamı haline gelmiş durumda. İnsanlarımız, hayvanlarımız, ekinlerimiz ve en önemlisi neslimiz, her türlü biyolojik, kimyasal ve gayri ahlaki işlerin yapıldığı denekler haline getirilmeye çalışılıyor.
Daha önce kuş gribi bahanesiyle fakir fukaranın elinde geçim kaynağı olan tavuklar polis veya asker zoruyla toplatılıp sağlık ekiplerince yakılmıştı. Nedenini bizlere kuş gribi olarak açıklamaya çalışsalar da, dönemin maliye bakanının sanki hesap sorarcasına ‘’Vergi vermeden yumurta mı yersiniz’’ sözleri bizleri bir hayli düşündürmüştü.
Soruyoruz; Acaba daha önce kıyamet kopacakmış gibi ortalığı velveleye verip, milyonlarca tavuğu canlı canlı yakan yetkililer, diğer kuşlara neden bir şey yapmadı? Ördekler, leylekler, güvercinler, kargalar, daha adını sayamadığımız birçok kuş türünü neden toplayıp yakmadılar? Yoksa onlar kuş değil miydi veya diğer ülkelerden göçmen kuşlar mı bu virüsü getirdi? Yoksa akşama kadar kırba oturan gariban tavuklar mı? Tavukların günahı neydi, tavuklar yetkililere ne yaptı yumurta dışında?
Farz edelim virüs sadece tavuklarda görünen bir virüs olsun, neden adını tavuk gribi koymadınız da kuş gribi koydunuz?
Veya domuz gribi diye ne olduğu bilmediğiniz bir virüsün aşısını neden devlet zoruyla insanlara yapmaya çalıştınız birçok yan etkisine rağmen? Sahi neden o zaman piyasada ki tüm domuzları yakalayıp yakamadınız? Virüs domuzdan geçmiyor mu?
Gariban tavuklardan ne istiyorsunuz? Domuzu helal et yaparken, tavukları hangi dinin emirlerine göre haram saydınız da canlı canlı yaktınız? Onlar Allah’ın ayeti değil mi?
Domuzu kayırıp 2006 da kasaplık et statüsüne sokarken, tavuklara olan düşmanlığınızın nedeni nedir?
Bir yumurtada bir insanın bir günlük protein ihtiyacı karşılanabiliyorken, gariban insanlar evlerinin yanında yemek atıklarıyla besledikleri tavuklarla günlük ihtiyacını azda olsa karşılayabiliyorken, köylüler yumurta satarak geçimini sağlayabiliyorken, insanları kendinize mahkum etmeye çalışmanızın nedeni nedir?
Bu arada hayvan severleri de kınıyoruz. Bir süs köpeği için feryat figan ederken, neden mevzu halkın temel geçim kaynağı olan ve hepsinden daha önemlisi uyduruktan bir virüsten dolayı milyonlarca tavuğun canlı canlı yakılmasına ses çıkarmadılar ve hala sessiz kalıyorlar? Yoksa onlar sadece kedi ve köpek mi seviyorlar?
Aynı oyun tekrar sahnede, biletler şimdiden satışa sunuldu. Eğer Balıkesir’de sahnelenen oyun tutarsa ve halk da bu virüse inanırsa tekrar canlı canlı tavukları yakacaklar.
Şu anda Balıkesir’de kuş gribi virüsü şüphesiyle 3 kümesteki 161 bin tavuk itlaf edildi.
Bandırma’ya bağlı Çinge kırsal mahallesinde yumurta üretimi yapılan bazı çiftliklerde 3 Mayıs günü kuş gribi virüsü nedeniyle karantina tedbirleri alınırken, bölgedeki binlerce kanatlı hayvan itlaf ve imha edilmişti. Bölgedeki karantina tedbirleri devam ederken, bölgeye 10 kilometre uzaklıktaki Erdek ilçesine bağlı Hamamlı kırsal mahallesinde, yumurta üretimi yapılan 3 kümeste de dün kuş gribi şüphesiyle 161 bin tavuğun önlem amaçlı(!) itlaf edildiği öğrenildi.
Bandırma’nın Çinge kırsal mahallesi ve Erdek’in Hamamlı kırsal mahallelerindeki işletmelerde bu güne kadar toplam yaklaşık 320 bin kanatlı hayvanın itlaf ve imha edildiği tahmin ediliyor.
Sırf şüphe için bu kadar tavuk imha edildi. Eğer kuş gribine halkı inandırmayı başarabilirlerse, oyunu iyi oynarlarsa, ülkede tavuk diye bir şey kalmayacak. Her şeyi ithal ettiğimiz gibi tavuğu ve yumurtayı da ithal edeceğiz.
GDO ve aşılarla tarımı bitirdikleri gibi kümes hayvancılığını da bu şekilde bitirecekler. Sahi haberiniz var mı Kanada’dan gelen mercimekten?
Geçtiğimiz aylarda medyada yer alan bir haberde Kanada’dan yapılan 39 bin ton mercimeğin GDO’lu olduğu iddia edilmişti. Haberde ithalatçı firmanın personelinin ihbarı üzerine, alınan numuneler de mercimeğin GDO’lu olduğunun doğrulandığı ancak raporun bir aydır yazılamadığı iddia ediliyordu. Haberin ardından açıklama yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, iddiayı doğrulamış ve bulunan genin KANOLA geni olduğunu iddia ederek aklamaya girişmişti.
Kuran-ı Kerim, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bize bir bir işaret ediyor, yeter ki biz ihlasla ona sarılıp onu idrak etmeye çalışalım. Şimdi BAKARA suresinin, 205. Ayetine bakalım;
‘’İş başına geçince yeryüzünde kargaşa ve bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli mahvetmeye çalışır. Oysa Allah kargaşa ve bozgunculuk çıkarmayı kesinlikle sevmez.’’
Ülkemizde tarım, GDO’lu ürünler, aşılar, İsrail tohumları ve devlet kotaları sayesinde bitmek üzere. Düşününki patatesin kilosunun 5 TL olduğu bir ülkedeyiz. Bunun sonucu olsa gerek ülkede son sekiz yılda tarım ürünlerinin ithalatı yüzde 409 artmış durumda.
Ülkede hayvancılığın sudan bahanelerle sanki fırsat bekleniyormuş gibi bitirilmeye çalışılmasını da anlamamıza ayeti kerime yardımcı oluyor. Yurt dışından getirilip, iç piyasaya sokulan angusların yerli besiciyi nasıl zor durumda bıraktığını azda olsa etrafımızda hayvancılık yapanların halinden anlıyoruz.
Israrla üzerinde durduğumuz tavukların uyduruk virüslerle canlı canlı yakılmasının sebebinin de, son zamanlarda marketler de hatta bakkallar da yaygınlaşan doğal köy yumurtası olduğunu düşünüyoruz. Hem doğal ve GDO’suz olması yönüyle, hem de halkın geçim kaynağı olması yönüyle şu zamanlarda rağbet görmesi, halkın cebine iki kuruş para girmesi demek bazılarını rahatsız etmiş ki, tekrar aynı oyunu sahneleme gereği duymuşlar. Son olarak diyoruz ki:
Onlar tuzak kurarken, Allah da karşılığında tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzakların en hayırlısını kurar.